Mehmed Orhan Osmanoğlu
Mehmed Orhan Osmanoğlu | |
---|---|
42. Osmanlı Hanedan Reisi | |
Hüküm süresi | 9 Aralık 1983 - 12 Mart 1994 |
Önce gelen | Ali Vâsıb Efendi |
Sonra gelen | Ertuğrul Osman Osmanoğlu |
Doğum | 10 Kasım 1909 İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm | 12 Mart 1994 (84 yaşında) Nice, Fransa |
Çocuk(lar)ı | Fatma Sultan |
Hanedan | Osmanlı Hanedanı |
Babası | Mehmed Abdülkadir Efendi |
Annesi | Mihriban Hanımefendi |
Dini | İslam |
Mehmed Orhan Osmanoğlu (10 Kasım 1909 - 12 Mart 1994), 22.nesil Osmanlı Şehzadesi. Osmanlı hükümdarı II. Abdülhamid'in torunudur. Şehzade Mehmed Abdülkadir Efendi'nin oğludur. Annesi Mihriban Hanımefendi'dir. 1983-1994 arası Osmanlı Hanedan reisliği yapmıştır.
Hayatı
[değiştir | kaynağı değiştir]10 Kasım 1909 tarihinde Üsküdar'da doğdu, Enver Paşa'nın şehzadeleri eğitme politikası onun çocukluğunda başlamıştı.[1] Galatasaray Lisesinden (Mekteb-i Sultani) mezun oldu ve Harp Okuluna devam etti. 15 yaşındayken ailesiyle beraber sürgüne gönderildi. Annesi ile babası ayrıydı. Babasıyla arası da hiçbir zaman iyi olmadı. Sürgündeyken bu yüzden Peşte'de(Macaristan), babasının yanında fazla kalmadı. Amcasının yanına Beyrut'a(Lübnan) gitti. Burada yazıldığı mektepte bir papazla kavga etti ve okuldan kovuldu. Amcasını severdi ama bu yaptığından dolayı daha fazla orada kalamadı. Tekrar Peşte'ye döndü. Orhan, Peşte'de fazla durmadı. Fransa'nın Nice şehrine, halası Naime Sultan'ın yanına gitti. Halasının yanında da fazla durmayan Orhan, bugün Arjantin'in başkenti olan Buenos Aires'e vapurdan ikinci mevki bir bilet alıp gitti. Şehre indiğinde cebinde 8 frank vardı.
Buenos Aires'te bir fabrikada iş buldu. İlk aylarda hamallık yapıyordu. Orada çalışan dört Kayserili ile ahbap oldu. Kürt Bayram Ağa'nın; ”sen 50 kilo, çuval 70 kilo. Ben bu işe çok şaşti.” dediğini hiç unutmadı. Fabrikada 6 ay çalışmıştı. Sonra bir garajda iş buldu. Otomobil tamirinde çalıştı ve araba sürmeyi öğrendi. Bir sene şoförlük yaptı. Burada bir kızla tanıştı. Lübnanlı zengin bir ailenin kızıydı. Osmanlı Hanedanından olduğunu söyleyince bu fakir adama, babası kızını vermeyi kabul etti. Ama hanedandan olduğunu ispatlamasını şart koştu. Mehmet Orhan, müstakbel kayın pederinin, o sırada Fransa Nice'ta bulunan hanedanın reisi, son halife Abdülmecid'e telgrafla kendisini sormasını istedi. Ama halife bir cevap yazmadı.
Yalancı durumuna düşen Orhan'da kızdan ayrıldı. Yıllar sonra halifeye neden cevap atmadığını sorunca; ”borcun vardı sandım, o yüzden” cevabını aldı. Buenos Aires'te yaklaşık iki buçuk sene zaman geçiren Mehmet Orhan, oradan ayrılıp önce Amerika'ya gitti. Sonra Nice'ye geri döndü. Halasının yanında kaldı. Sonra Mısır'a, akrabalarının yanına gitti. Mısır'da eski İstanbul ailelerinin yakından tanıdığı Prens Yusuf Kemal'i buldu. Ondan bir otomobil almak için borç istedi. Prens onu kırmadı. Üstüne bir de küçük bir maaş bağladı ki bu maaş 1940 yılına kadar dünyanın neresine giderse gitsin hiç kesilmeden geldi.[1]
Orhan, Mısır'da bir Plymouth araba aldı. Bu ilk arabasıydı. Beyrut, Şam, Bağdat arasında uzun yol yapıyordu. Plakasında Arapça ‘Prens Mehemmed Orhan’ yazıyordu. Bu sırada Mısır'da gazeteciler 2. Abdülhamit'in torununun şoförlük yaptığını yazdılar. Mısır polisi ona trafik cezası yazmıyordu. Bir gün yanlış bir yola girdiği için mahkemelik oldu. Hakim hanedandan olduğunu öğrenince mahkemeyi kapatıp, beraber yemeğe gittiler.Mehmet Orhan, bu sefer Mısır'dan ve şoförlükten sıkıldı. Arabasını satıp, tekrar Nice'ye gitti. Burada ilk evliliğini yaptı. Bir de kızı oldu. Ama bir yıl yedi ay sonra boşanacaktı.[1]
Nice'den sonra bir tanıdık vasıtasıyla Arnavut Kralı Zogo'nun yanına, bugünde Arnavutluk’un başkenti olan Tiran’a gitti. Kralın yaveri oldu. Yüzbaşıydı. Bu sırada uçak kullanmayı öğrendi. Daha çok akrobasi uçuşları yaptı. II. Dünya Savaşı yıllarında Arnavutluk Kralı Ahmed Zogu'nun yaverliğini yaptı ve Arnavutluk Hava Kuvvetleri'nde Yüzbaşı rütbesiyle bir süre pilot olarak görev aldı. Arnavutlukta isyan çıkınca Mehmet Orhan, Kral Zogo’yu önce Arnavutluktan, sonra da Fransa Alman işgaline uğrayınca Paris’ten kaçmasını organize etti. Sonra da Paris’te yaşamaya devam etti.
Savaş zamanında bir dönem İngiltere’deydi. Amerikalılar’a pilotluk yapıyordu. Ancak bomba atmadı. Keşif amaçlı uçuşlarda bulundu. Bu sırada üç defa İngilizler için istihbarat görevinde de bulundu. İşgal altındaki Fransa’ya paraşütle inip, ne olduğunu anlatmadığı gizli görevler yaptı. Fransa’da sahte kimliklerle dolaşıyor, işi bitince de önce İspanya’ya, oradan Portekiz’e, en sonda İngiltere’ye dönüyordu. Mehmet Orhan üçüncü evliliğini bir İtalyan soylusu ile yaptı. Ondan da bir kızı oldu. Yedi sene evli kalıp boşandılar.
Orhan, savaş bittikten sonra ülke ülke dolaştı. Hindistan’a kadar gitti. Burada Hint Prenslerle evli hanedan kadınları vardı. Buradan Bombay’a, Karaçi’ye, İspanya’ya, İskenderiye’ye gitti. Yine hanedan sürgünlerinin merkezi sayılabilecek Nice’ye döndü. Burada yine şoförlük yaptı. Sıfır araçları alıp, Avrupa’nın çeşitli yerlerine götürür, teslim eder, sonra da evine trenle dönerdi. Sonra bir tanıdık vasıtasıyla Nice’de Amerikan elçiliğinde bir iş buldu. Paris'teki Amerikan Askeri Mezarlığında rehberlik olan son işinden emekli oldu ve Güney Fransa'daki Nice şehrine yerleşti.
1992 yılında Türk Konsolosluğuna başvurarak tekrar Türk Vatandaşı oldu. Osmanoğlu soy adını aldı. Aynı yıl Murat Bardakçı’nın teşvikiyle İstanbul’a geldi. Burada iki hafta kaldı. Boğaz köprüsünde hava almak istemesi üzerine arabayı sağa çektiler. Polisler, köprüde araba durması yasak olduğu için yanlarına geldi. Gazeteden Mehmet Orhan Osmanoğlu’nu tanıyan polisler; ”memleketine hoş geldin” dedi. ”Gazete, Fransa’ya geri döneceğini yazıyor. Senin vatanın burası. Burada kal.” Ve üçü birden Mehmet Orhan Osmanoğlu'na selam durdu.[1]
İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, İspanyolca, Macarca, Arapça, Portekizce ve Türkçe olmak üzere 9 lisan biliyordu. Kuzeni Şehzade Ali Vâsıb Osmanoğlu'nun vefatıyla 1983 yılında Hanedan Reisi oldu.
Ölümü
[değiştir | kaynağı değiştir]12 Mart 1994 tarihinde Nice'de bulunan evinde yaşamını kaybetti.
Eşleri, çocukları ve torunları
[değiştir | kaynağı değiştir]- Nafia Yeğen'den: Fatma Neclâ Sultan (d. 1933-1993)
- Marguerite Irma Fournier 'den: üvey oğlu[2] Mehmet Selim Orhan (d. 1943), Hanedan Reisi olmadı
- Sultanzâde Mehmet Erol Mangoş (d. 1954) (Necla Sultan'ın Birinci eşinden)
- Sultanzâde Osman Cem Germann (d. 1963) (Necla Sultan'ın İkinci eşinden)
- Alberto de Marcos Efendi (1962) Brezilya'nın bilinmeyen yerin oğlu
Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ a b c d https://netnedir.com/hanedandan-ilginc-bir-surgun-hikayesi-mehmet-orhan-osmanoglu/[ölü/kırık bağlantı]
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 6 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ocak 2015.