Acara tarihi
Bu madde Gürcistan'ın özerk bölgesi Acara'nın tarihini anlatmaktadır. Ancak tarihsel Acara bölgesi bugünkü Acara Özerk Cumhuriyeti'nin küçük bir bölümünü oluştuyordu. Merkezi Keda olan bölgeye Aşağı Acara, merkezi Hulo olan bölgeye de Yukarı Acara deniyordu. Osmanlı döneminde de Acara bölgesi benzer biçimde Acara-ı Süfla (Aşağı Acara) ve Acara-yı Ulya (Yukarı Acara) şeklinde adlandırılmıştır.[1]
Antik ve Ortaçağ tarihi
değiştirArkeolojik buluntulara göre Acara Neolitik Çağlardan beri insanların yerleşim yeri olmuştur. Antik Gürcü kabilesi Moshlar antik çağlarda bu bölgeyi yurt edindi, Acara bölgesi MÖ 7. yy dan 3. yy. a kadar Kolhis'in bir parçasıydı. Bölge İberya Krallığı içerisinde MS 4. yy. sonlarında bir ilçe (saeristavo) olarak ortaya çıktı. MS 4. ve 5. yüzyıllarda Yunan tüccarlar tarafından kolonize edildi, Acara sahili daha sonra Roma hakimiyetine geçti. Bathus (Bathys) (günümüz de Batum) ve Apsaros (Apsaruntos) (Modern Gonio) bu zamanların önemli şehirleri ve kaleleri idi. Arkeolojik çalışmalar günümüz Kobuleti yakınlarında Piçvnari'de zengin bir antik kentin kalıntılarını ortaya çıkarmıştır. MS 2. yüzyılda Bathus, Roma lejyonlarının önemli bir askeri üssüydü. Apsaros tiyatrosu ile meşhurdu.
Hristiyanlık döneminin başlarında Acara Aziz Andreas, Aziz Matta ve Aziz Simon isimleriyle bağlantılıdır. Aziz Matthias'ın Batum yakınlarında Gonio kalesine defnedildiği söylenir. Acara MS 2. yüzyılda Lazika Krallığı'na katılmıştır. Bölgenin kilit kalesi Petra (Tsihisdziri) Bizans ve Farslar arasındaki Lazika Savaşı'nda (542-562) önemli bir rol oynamıştır.
Acara, 7. yüzyılda yazarı bilinmeyen Ermenice "Coğrafya” adlı tarihî esere göre İberya Prensliği'nin bir parçasıydı. 9. yüzyılda bölge iki Gürcü devleti; Tao-Klarceti ve Egrisi-Abhazya Krallığı arasında bölünmüştü.
Acara ismi 11. yüzyıldan itibaren özellikle Leonti Mroveli tarafından zikredilmektedir. Acara, 11. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Gürcistan Krallığı'nın ayrılmaz bir parçasıydı. Bu dönemde Yukarı Acara, Klarceti ile birlikte Abuserisdze ailesinin yönettiği Gürcistan Krallığı'nda bir düklüktü ve önemli bir kültürel, eğitim ve siyasi merkezdi. Acara, 1080'li yıllarda Didi Turkoba sırasında Selçuklu Hanedanı tarafından harap edildi. 13. yüzyılın ortalarından itibaren Acara Abuserisdzelerin yerine Samtshe Prensliği'nin yöneticileri tarafından idare ediliyordu. Feodal Acara'da mimari, yazı, kitap tercümesi, ahşap işçiliği, deri işleme gelişmiştir. Tbeli Abuserisdze burada 8. yüzyılda çalıştı. 12. yüzyılda yapılan Shalta Kilisesi bu dönemin mimari anıtlarından biridir.
15. yüzyılın ortalarında Gürcistan Krallığı'nın bölünmesiyle sonuçlanan ortaya çıkan feodal iç savaşlar sırasında II. Kahaber Gurieli, Gürcistan Kralı VIII. Giorgi'ye karşı II. Kvarkvare Cakeli'ye yardım etti. Kvarkvare, Acara Düklüğü'nü kaldırdı ve 1463'te Acara'yı Gurieli hanedanına devretti. 16. yüzyılın başında Mzeçabuk Cakeli, Acara'yı Gurieli prenslerinden aldı ancak 1535'ten itibaren Acara yeniden Guria Prensliği'ne devredildi. Bu dönemde Cenevizliler Karadeniz ticaret kolonilerinden birini Gonio'da kurdu.
Osmanlı yönetiminde Acara
değiştir16. yüzyılın 40'lı yıllarından itibaren Osmanlı İmparatorluğu farklı Gürcü bölgeleriyle birlikte Acara'yı da ele geçirdi. Rostom Gurieli, Osmanlı kuvvetlerini Çorohi Nehri'nin ötesine itti ve onları Batum'u boşaltmaya zorladı, ancak Acara ve Çaneti'nin kaybını önleyemedi; Gonio Kalesi, güneybatı Gürcistan'da önemli bir Osmanlı karakolu haline geldi. En başta Acara, İspir sancağına bağlıydı. 1563'te Acaralı beyler Osmanlı hakimiyetini kabul etti.[2] Bundan sonra Yukarı Acara ve Aşağı Acara sancakları kuruldu ve Çıldır Eyaleti'ne bağlandılar. 1582'de Acara Osmanlı'ya karşı ayaklanan Samthe prensi II. Manuçar Cakeli'nin yanında yer aldı. 1587'de Osmanlılar Acara'yı yeniden ele geçirdi. Guria prensi II. Mamia Gurieli 1603-1618 Osmanlı-İran Savaşı'ndan yararlanarak 1609 yılında Acara'yı geri aldı. 1614'te Guria'nın başkenti Batum'da yapılan Guria-Osmanlı Antlaşması sonucu Mamia Gurieli Acara'yı geri vermek ve Osmanlı'ya haraç ödemek zorunda kaldı. Çoruh nehri üzerinde savaş öncesi Osmanlı-Guria sınırı yeniden tesis edildi.
17. yüzyılın ikinci yarısında Acara beyleri İslam'ı benimsedi ancak köylü halk Hristiyan kalmaya devam etti. Hristiyanlık Acara'da 18. yüzyılın ortalarına değin varlığını sürdürdü. Yerli halk Osmanlı akınları yüzünden Gürcistan'ın farklı bölgelerine göç etmek zorunda kaldı. 17-18. yüzyıllarda Acara idari olarak bazen İspir sancağına, bazen de Çıldır, Kars veya Gürcistan Eyaleti'ne dahil edilmiştir. 19. yüzyıla değin Acara'daki Osmanlı yönetimi temsili bir yönetimdi : Halk Osmanlı'ya vergi ödemiyordu, Osmanlı ordusunda sürekli hizmet vermiyor sadece savaş döneminde orduya katılıyordu, eski Gürcü toprak mülkiyeti biçimleri korundu, soylular İslam'ı benimserken, köylü halk hala Hristiyanlık inancını sürdürüyordu.
1737'de Acara Ahıska Paşalığı'na karşı ayaklandı. Paşa Acara'yı harap etti ancak uzun süre ayaklanmayı bastırmayı başaramadı. 18. yüzyılda Acara'da Osmanlı hakimiyeti güçleniyordu. Buna, (Çoruh nehrinden Çoloki'ye kadar olan) Guria'nın güney kesiminin Osmanlı tarafından ele geçirilmesi yardımcı oldu. 1774'te Osmanlıların İmereti kralı I. Solomon'a karşı Çiheri Muharebesi'nde yenilmesiyle cesaretlenen Acara halkı ayaklandı. İsyancılar Ahıska Paşası'nı yendi. 1780'li yıllardan itibaren Yukarı Acara'nın yönetimi yeni atanan Himşiaşvili ailesine geçti. Abdul-beg Himşiaşvili Osmanlı seferlerine katılıyordu. 1784'te Aketi'ye düzenlediği akın sırasında öldü. Yerine 1803 yılında Ahıska Paşası olan oğlu Selim Himşiaşvili Yukarı Acara beyi oldu. Selim paşa Rus İmparatorluğu'nun yardımıyla eski Samthe-Saatabago topraklarında bağımsız bir Müslüman Gürcü prensliği kurmayı hedefliyordu. Bu denemesi sonuçsuz kaldı. Osmanlı 1815'te Selim paşayı yendi ve öldürdü.
Selim'in oğlu Ahmed Paşa Himşiaşvili Rus yetkililerle Acara'nın Rus İmparatorluğu'na katılmasına ilişkin müzakereler yapmayı denedi. Himşiaşvili, paşa ve general unvanı ve Acara'daki hakimiyetinin sürdürülmesi karşılığında Acara'nın Rusya'ya bağlanmasını kabul edeceğini bildirdi. Müzakereler başarısız oldu. Himşiaşvili ile müzakere yapan General Vasiliy Bebutov Ermeni Oblastı'nın başkanı oldu ve yerine Himşiaşvilinin güvenmediği Baron Osten Sacken atandı. Himşiaşvili aktif olarak Osmanlıların yanında yer aldı ve Guria Prensliği'nin Rusya ile bağlantı kurmasını engellemeye çalıştı. Acara, 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı'nda bir savaş arenası haline geldi. 1828 yılında Ahıska'nın Rusya tarafından ele geçirilmesinden sonra Ahmet Paşa Acara'ya sığındı. Şubat 1829'da Himşiaşvili güçlerini topladı ve Ahıska'ya Ruslar üzerine sefer yaptı, ancak Abdi-Beg ona uygun yardımı sağlamadı ve Himşiaşvili Acara'ya geri çekildi.[3] Osten Sacken, Himşiaşvili'ye kendisinin veya oğlunun Rus kampına gelmesi ve bağlılığı kabul etmesi için dört gün verdi. Himşiaşvili bu sözü kabul etmedi ve Osten Sacken 12 Ağustos'ta üç piyade taburu, 2.700 süvari, bir Kazak alayı, üç dağcı ve dört küçük topla Yukarı Acara'ya girdi. Böylece Hulo'ya ulaştı. Osten Sacken burada sert bir direnişle karşılaştı ve 28 Ağustos'ta büyük bir kayıpla geri çekilmek zorunda kaldı.
Gürcistan Başkomutanı General Paskeviç, General Gese'ye Batum'u alması talimatını verdi. Gese yerel beylerle görüşmelere başladı. Yerel beylerin Rusya'ya duydukları sempatiyle savaşa isteksiz olduğunu bilen Osmanlı yetkilileri, Tuzcuoğlu komutasında sekiz bin asker göndererek yerel beyleri Osmanlı'nın artık savaşta olduğuna, tüm Avrupa'nın Osmanlı'yı desteklediğine ve yakında her şeyin değişeceğine ikna etti. 4 Ağustos 1829'da Rus ordusu Batum'a doğru iki yönde hareket etti: biri Albay Patovski önderliğinde Şekvetili'den Kobuleti'ye, diğeri Gese önderliğinde Ozurgeti'den Muhaestate üzerinden. Muhaestate yakınlarında tahkim edilen Osmanlı birlikleri Gese tarafından yenildi. Kobuleti'deki müstahkem Osmanlı birlikleri geri çekildi ve Tsihisdziri'deki mevzilerini terk ettiler. Osmanlı yanlısı Guria prensesi Sopio Gurieli deniz yoluyla Kobuleti'den kaçtı. Elverişli anı kullanamayan Gese, Batum'a saldırmak yerine Kintrişi'de mevzilendi ve yeniden müzakerelere başladı. Bu, Osmanlıların kaleyi yeniden güçlendirmesine izin verdi. 17 Eylül'de Gese, kaleye saldırdı, ancak ordusunun üçte ikisini kaybetti. Bu, Rusların bu savaşta Kafkasya cephesinde gördüğü en büyük yenilgiydi. Gese yeni işgal ettiği toprakları terk etmek zorunda kaldı ancak bu arada Edirne Antlaşması galip geldi.
Bu antlaşmaya göre Acara Osmanlı'da kalmaya devam etti ancak Ahıska ve Ahalkalaki Rusya'ya verildi ve Ahıska Paşalığı yıkıldı. 1832'de Acara'da yeni bir ayaklanma patlak verdi. 1839'da Osmanlı'da merkezileştirici Tanzimat reformları başladı. Bu reform hem beyler hem de halk arasında huzursuzluğa neden oldu. Acara beyleri haklarının kısıtlanmasına karşı çıkarken, köylüler zorunlu askerlik hizmetine karşı çıktılar. 1840'ta Yukarı Acara beyi Kör Hüseyin Bey, Osmanlı'ya karşı ayaklanan Mısır paşası Kavalalı Mehmed Ali Paşa'yla birlik olarak isyan etti. Trabzon ve Erzurum eyaletlerinden gelen birlikler ayaklanmayı bastırdı ve Kör Hüseyin'i İstanbul'a gönderdi. 1843'te kargaşa yeniden başladı. 1844'te Kör Hüseyin Mısır'a kaçtı ve oradan gizlice Acara'ya döndü. Ayaklanma hem iki sancağı hem de 5.000 kadar kişiyi içeriyordu. Ağustos 1844'te Kars ve Trabzon Paşalığı birlikleri aynı anda Acara'ya gitti ve ayaklanma bastırıldı. Acara, Trabzon Eyaleti'ne bağlandı. Osmanlılar yine de Acara'yı kontrol etmeyi başaramadı. 1846'da Kör Hüseyin, Yukarı Acara'ya döndü ve halk yeniden ayaklandı. Trabzon Paşası Acara'yı bastı ve Kör Hüseyin'i tutukladı. İsyancıların arasında 1844 yılında İmam Şamil tarafından Dağıstan'daki Ruslara karşı mücadelesine gönüllü toplamak için gönderdiği Hasan Hasbi de vardı. O, Acara ayaklanmasının bastırılmasından sonra kaçmayı başardı.[4][5]
1851'de Acara yeni kurulan Lazistan Sancağı'na bağlandı. Sancağın mutasarrıfı Batum'da bulunuyordu. Sancaktaki Acara iki kazadan oluşuyordu, bunlar Yukarı Acara ve Kvemo (Aşağı) Acara kazalarıydı. Acara'nın nüfusu Müslüman oldu ancak Türkleşmedi ve Gürcü dilini, Gürcü soyadlarını ve Gürcü kimliğini korudu. Bu, Mesheti'den farklı olarak Acara'da İslam'ın daha sonraları ve yüzeysel olarak yayıldığı gerçeğiyle açıklanmaktadır. 19. yüzyılın ikinci yarısında, Acara nüfusunun çoğunluğu zaten Müslümandı. Kırım Savaşı sırasında Acara beyleri Osmanlı tarafında savaştı. Bu nedenle, 1854'te Rus ceza müfrezesi Acara'nın sınır köylerine baskın düzenledi. 1855'te Acara nüfusu başka bir zorunlu askerlik nedeniyle yeniden ayaklandı ve bunu 1856 ve 1859'daki Osmanlı baskıları izledi. 1865'te Yukarı ve Aşağı Acara kazalarının nüfusu 15.480 idi. 1871-1873'te Yukarı ve Aşağı Acara'da 69 caminin faaliyet gösterdiği 60 köy vardı. Dimitri Bakradze 1874'te yerel halkın korunmuş bir Hristiyanlık hafızasına sahip olduğunu, Hristiyan bayramlarını hatırladığını ve örneğin Paskalya için yumurta boyama gibi bazı gelenekleri sürdürdüğünü belirtti. Kilise sadece Shalta köyünde korunmuş ve Hulo kilisesi Himşiaşvililer tarafından tahrip edilmiştir. Bakradze'ye göre, Acaralılar kendilerine Gurcebi diyorlardı. 1875 yılında Acara halkı vergiler yüzünden yeniden ayaklandı. Üç ay sonra, Osmanlı hükûmeti vergileri artırmayı reddetti.
93 Harbi sırasında Batum Derviş Paşa komutasındaki 25.000 kişilik güçlü Osmanlı ordusunun yanı sıra Karadeniz kıyısında seyir eden Osmanlı savaş gemileri ile savunulmuştu. Ruslar General Oklobjio komutasındaki 15.000 kişilik Kobuleti birliğini gönderdiler ancak Oklobjio çatışma boyunca çok az bir başarı gösterebildi. O, 14 Nisan 1877'de Osmanlıları Muhaestate tepelerinden çıkardı ve 15 Kasım'a kadar oraya mevzilendi. Oklobjio'nun yaptığı tek ilerleme girişimi 11-12 Haziran'da Tsihisdziri ve Sameba tepelerindeki çarpışmalarda Osmanlılar tarafından önlendi. Kasım ayında Kars'ın ele geçirilmesi ve General Komarov'un Ardahan birliğinin Batum'a ilerleyişi ile birlikte Derviş Paşa'nın birliklerinin Batum'a çekilişi Oklobjio'ya yeniden harekete geçme fırsatı verdi ancak 18 Haziran 1878'de Tsihisdziri'ye yapılan saldırısı başarızlıkla sonuçlandı. Daha sonra bunu Rusların Batum'a karşı operasyonlarını bitiren ateşkes antlaşması izledi.
Rus yönetiminde Acara
değiştirOsmanlılar 3 Mart 1878'de Acara'yı (Osmanlı yönetimindeki ismiyle Acaristan) Rus İmparatorluğu'na terk etti. 27 Ocak 1879'da İstanbul'da Osmanlı ve Rusya arasında Rusya'ya bağlanan bölgedeki halkın sınır dışına seyahat etmesine izin veren bir antlaşma imzalandı. Resmi sürgün tarihi 3 Şubat 1879'dan 3 Şubat 1882'ye belirlendi. İslam'a karşı Rus baskısı nedeniyle binlerce Müslüman Muhaciroba denen göç dalgası ile Osmanlı topraklarına göç etti. 1878'den 1880'lere kadar göç edenlerin sayısı 22 ile 25 bin arasında değişiyordu. Osmanlılar tarafından finanse edilen Acaralıların katıldığı "İntikamcılar" adlı bir direniş organizasyonu Rus memur ve subaylarına saldırılar düzenlendi. Ancak aynı zamanda diğer Gürcülerle birleştikleri için Rus yönetiminden memnun olan Acaralılar da bulunmaktaydı.
1878 Berlin Kongresi'nde bölgenin başkenti Batum porto franco ya da serbest liman ilan edildi. 1880'lerin sonlarına doğru şehir önemli bir liman ve endüstri kenti haline geldi. 20. yüzyılın başında Batum, en eski boru hatlarından biri (Bakü-Batum boru hattı) ve bir demiryolu ile Bakü'nün petrol yataklarına bağlanmış ve dünyanın en önemli limanlarından biri haline gelmiştir. 22 Haziran 1892'de büyük bir tanker gemisi olan "Markus" Batum'dan Tayland'ın başkenti Bangkok'a doğru yola çıktı ve Süveyş Kanalı'nı geçen ilk petrol tankeri oldu.
Bölge (Rus egemenliğinde Batum Oblastı olarak anılır), 1905-1907 Rus Devrimi sırasında çok sayıda grev ve kanlı baskıya tanık oldu.
Birinci Dünya Savaşı sırasında, Acaralı muhacirler (Türkiye'ye göç edenler) Türk ordusu içinde bir tümen oluşturdular. 18 Aralık 1917'de ateşkesi takiben Rus kuvvetlerinin tahliyesi üzerine 14 Nisan 1918'de Osmanlı 37. Kafkas Tümeni Batum'a girdi.
1915 yılında, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı devam eden savaş sırasında, Rus yönetimi, Batum bölgesinden Rusya tebaası Müslümanları Rusya'nın iç bölgelerine sürgün etme sürecini başlattı bu durum Gürcü aydınları tarafından protesto edildi. Kısa süre sonra, Rus Duması'ndaki Gürcü milletvekilleri, sınır dışı edilen Müslümanların Türk değil, “Müslüman dinlerine rağmen Gürcü ve dolayısıyla sadık Rus” olan Acaralılar olduğunu açıkladılar. Protestolarının bir sonucu olarak, Büyük Dük Georgi Mihayloviç detaylı raporunda oradaki Acaralıların Rus rejimine karşı olmadıkları sonucuyla sona eren bir soruşturmaya başkanlık etti. Kazakları ve Ermenileri Acaralıların sadakatsizlik iddialarından sorumlu tuttu ve onları yerel Müslümanlarla ortaya çıkan şiddetli çatışmaları kışkırtmakla suçladı. Sonunda, Büyük Dük Nikolay Nikolaevich, Acaralı liderlerle görüşmeye ikna edildi ve hatta sadakatlerinden dolayı onları ödüllendirdi. Acaralıların Rus İmparatorluğuna ihaneti iddiası soruşturması 1917 Rus Devrimi sonrasında 26 Ocak 1918'de kapatıldı.[6]
İngiliz işgali
değiştir12 Ocak 1919'da İngiliz kuvvetleri, Türk birliklerinin yerini almak üzere Batum'a çıktı. Başkanlığını Rus kadet P. Maslov'un yaptığı Batum Bölgesi Konseyi, Acara'yı 21 Aralık 1918'den 28 Nisan 1919 tarihine kadar geçici bir otorite olarak yönetmek için kuruldu. Memed Abaşidze ve Haydar Abaşidze liderliğindeki Müslüman Gürcistan'ın Kurtuluş Komitesi, Gürcistan sınırları içinde dini esaslara göre özerklik kurulmasından defalarca söz etmişti. Bunun için 13 Eylül 1919'da Batum'da bir prototip parlamento olan Meclis toplandı. Abaşidze taraftarları Gürcistan ile birliği güçlü bir şekilde savunsa da Gürcistan yanlısı Acaralılar arasında bile özerkliğe yönelik eğilim güçlüydü. Seday Milet (Türkçe: "Milletin Sesi") olarak bilinen daha az sayıdaki başka bir grup ise Türkiye yanlısı ve pan-Türkist fikirleri yaydı.
15 Ağustos 1919'da İngiliz birliklerinin Kafkasya'dan çekilmesi başladı. Batum'daki tümen karargahı Batum askeri valisi James Cooke-Collis'e yönetimi devrederek İstanbul'a gitti. 4 Mart 1920'de Cooke-Collis Batum'daki Müttefik Kuvvetler komutanı olarak atandı. Bu kuvvet 14 Temmuz 1920'de Batum'dan çekildi.
Demokratik Gürcistan Cumhuriyetinde Acara
değiştirİngiliz yönetimi 20 Temmuz 1920'de bölgeyi Gürcistan'a bıraktı. Bolşevikler ve Rus ajanları bir dizi sabotaj ve terör eylemi düzenledi. Demokratik Gürcistan yönetimi, Acara'nın özerkliği fikrini kabul etti fakat bu ancak Sovyet yönetimi altında gerçekleşti.
Sovyetlerin Gürcistan'ı işgali sırasında 11 Mart 1921'de Türk kuvvetleri Batum'u işgal etti ve 18 Mart 1921'de General Giorgi Mazniaşvili komutasındaki Gürcü birlikleri tarafından sınır dışı edilinceye kadar şehri elinde tuttu. Ertesi gün Batum'da Sovyet yönetimi ilan edildi. Türkiye, 16 Mart 1921 tarihli Sovyet-Türkiye Kars Antlaşması ile bölgeyi Gürcistan SSC'nin bir parçası olarak tanıdı.
Sovyet yönetiminde Acara
değiştirAna madde: Acara Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti
Sovyet hükûmeti 16 Temmuz 1921'de Acara Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ni ilan etti. Türkiye, Acara'nın karışık nüfusu içindeki Müslümanların hatırına özerklik verilmesi şartıyla bölgeyi Bolşeviklere bıraktı. Ayrıca Moskova'nın, Karadeniz'deki önemli bir liman kenti olan Batum'un kontrolünü Gürcistan'a vermekten kaçınmak ve Türkiye'de yaşayan etnik Gürcü Müslümanlar arasındaki Komünist eğilimleri desteklemek istediği düşünülüyor. Josef Stalin döneminde, Hristiyanlık gibi İslam da baskı altındaydı.
Nisan 1929'da dağlık Acara'nın Müslüman köylüleri, zorunlu kolektivizasyona ve dini baskıya karşı silahlandılar. Sovyet birlikleri tarafından isyan hızla bastırıldı. Binlerce Acaralı cumhuriyetten sürgün edildi.
Aslan Abaşidze yönetiminde
değiştirGürcistan'ın ilk parlamento ve başbakanlık seçimlerinin ardından Aslan Abaşidze, 15 Mart 1991'de Başbakan Zviad Gamsahurdia tarafından bölgenin özerk statüsünün iptal edilmesine yardımcı olacağı düşünülerek Acara Yüksek Konseyi'nin başkanı olarak atandı. Ancak Gamsahurdia, Acara'nın özerkliğini kaldırmayı önerdiğinde Abaşidze, Acaralıları, özellikle de bölgedeki Müslümanları protesto için ayağa kalkmaya çağırdı. Merkezi yetkililerle gerginlikler başladı. 22 Nisan 1991'de Abaşidze yanlısı protestocular, birkaç yetkilinin derhal istifasını talep ederek Batum'un merkezindeki idari binaları bastı. Protestolar, Abaşidze tarafından bölgede kendi güç üssünü kurmak için etkili bir şekilde kullanıldı. Halihazırda Tiflis'te ciddi iç sorunlarla karşı karşıya olan Gamsahurdia, Acara olaylarına karışmamayı tercih etti. Kargaşada, Abaşidze'nin eski Yüksek Sovyet başkan yardımcısı ve Acara'daki Gamsahurdia'nın en üst sıradaki destekçisi Nodar İmnadze son derece tartışmalı koşullarda öldürüldü. Batum yönetimine göre, İmnadze, Abaşidze'nin ofisinde elinde silahla ateş etmeye çalışırken korumalar tarafından vuruldu. Tiflis kontrolündeki medya ise basitçe nedeni belirtilmemiş ölüm ilanları bastı. Ancak, İmnadze'nin ofisteki tartışma sırasında Abaşidze tarafından öldürüldüğüne dair birçok iddia ortaya atıldı.
Abaşidze'nin özerk sıkı yönetimi altındaki Acara, Gürcistan İç Savaşı sırasında göreceli siyasi istikrar ve ekonomik refah yaşadı. Ancak, Acaralıların çoğunluğu çok sayıda yabancı yatırıma ve sayısız finansal projeye rağmen yoksul kaldı. 24 Ekim 1997'de Acara, Avrupa Bölgeleri Meclisi'nin (AER) tam üyesi oldu.
Merkezi ve bölgesel yönetimler arasındaki ilişkiler gergindi. Acara liderliği genellikle merkezi bütçeye vergi ödemeyi reddetti. Abaşidze gümrük, Batum limanı ve diğer stratejik konumların kontrolünü ele geçirdi. Kendi yarı resmi silahlı birimlerini kurdu ve Gürcistan Savunma Bakanlığı'nın Batum merkezli 25. Tugayı üzerinde tam kontrole sahipti.
Merkezi hükûmet, Batum merkezli Rus askerî birliğinin Acara diktatörü için bir güç üssü olduğunu iddia etti ve Abaşidze'yi Rus yanlısı yönelimi nedeniyle eleştirdi.
Gürcistan'ın eski cumhurbaşkanı Eduard Şevardnadze, 1992-2003 döneminde Abaşidze ile uzlaşma girişiminde bulunmak için bölgeyi birkaç kez ziyaret etti. Acara'nın daha büyük bir özerk statü elde ettiği, Abaşidze'nin Gürcistan cumhurbaşkanlığına aday olmamayı kabul ettiği ve Şevardnadze'nin Abaşidze'nin Acara'da iktidarı korumasına izin verdiği bir tür uzlaşmaya vardılar. Abaşidze'nin partisi, Gürcistan Demokratik Canlanma Birliği, 1995 parlamento seçimlerinde Şevardnadze'nin iktidardaki Gürcistan Yurttaşlar Birliği partisiyle işbirliği yaptı, ancak seçimlerden sonra Şevardnadze'den ayrıldı.
Abaşidze'nin Uyanış Partisi'nin Gürcistan parlamentosunda otuz üyesi vardı ve Tiflis'teki merkezi hükûmete ılımlı bir muhalefet olarak görülüyordu. 2003'teki hileli seçimlerden ve ardından Gürcistan'daki "Gül Devrimi"nden sonra Abaşidze, Kasım 2003'te Şevardnadze'nin devrilmesini "şiddetli bir darbe" olarak nitelendirdi.
Acara krizi
değiştir23 Kasım 2003'te, Şevardnadze'nin devrilmesinin hemen ardından Aslan Abaşidze bölgede olağanüstü hal ilan etti. Yine de Acara, 4 Ocak 2004'teki Miheil Saakaşvili'nin kazandığı Gürcistan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yer aldı. Saakaşvili, Acara liderine Gürcistan anayasasına uymasını ve silahsızlanmaya başlamasını emretti. Mayıs 2004'te Abaşidze, merkezi kuvvetlerin askeri operasyon düzenlemeye hazırlandığını iddia etti. Abaşidze'ye bağlı kuvvetler, bölgeyi Gürcistan'ın geri kalanına bağlayan köprüleri havaya uçurdu. İlan edilen OHAL'i 4 Mayıs'tan itibaren yerel muhalefet gösterilerinin dağıtılması izledi. Bu, aynı günün ilerleyen saatlerinde daha da büyük gösterilere sebep oldu. Tüm Acara'dan on binlerce kişi Abaşidze'nin istifasını talep etmek için Batum'a gitti. 6 Mayıs'ta yerel protestocular Batum'un merkezini kontrol altına aldıklarında ve Gürcü Özel Kuvvetleri bölgeye girip Abaşidze yanlısı grupları silahsızlandırmaya başlayınca Abaşidze'nin tutumu savunulamaz hale geldi. Rusya Dışişleri Bakanı İgor İvanov ile bir gece yarısı görüştükten sonra, Bay Abaşidze istifa ederek Moskova'ya gitti.
Abaşidze Sonrası Dönem
değiştir7 Mayıs 2004'te Acara'da doğrudan cumhurbaşkanlığı yönetimi uygulandı ve bölgede yeni yerel seçimler yapılmadan önce Özerk Cumhuriyeti yönetmek için 20 üyeli Geçici Konsey kuruldu. Levan Varşalomidze, Geçici Konsey Başkanı olarak atandı.
20 Haziran'da bölgesel parlamento seçimleri yapıldı. Cumhurbaşkanı Saakaşvilinin desteklediği Muzaffer Acara partisi, yerel yasama organında 30 sandalyeden 28'ini kazandı. Diğer 2 sandalye ise Saakaşvilinin eski müttefikleri Cumhuriyetçi Parti tarafından temsil edildi. Oyların yüzde 15'inden azını alan Cumhuriyetçiler, oylamaya hile karıştığı iddialarını yöneltti. 20 Temmuz'da Acara Yüksek Konseyi, Levan Varşalomidze'yi Özerk Cumhuriyet Hükûmeti Başkanı olarak onayladı.
Merkezi ve yerel yönetimlerin bölgesel politikası, bölgeye yabancı yatırımları çekmeye odaklanmaktadır. Bu amaçla geniş çaplı bir özelleştirme kampanyası başlatıldı.
Rus askeri varlığı bölgedeki bir başka zorluktu. Rusya, 1999 İstanbul AGİT Zirvesi'nde askeri üssünü geri çekme sözü verdi ve devam eden müzakerelerin uzayan sürecinde üs nihayet 2008 yılında geri çekilene kadar Gürcistan ile Rusya arasındaki ilişkiler açısından bir gerilim kaynağıydı.
Ayrıca bakınız
değiştirKaynakça
değiştir- ^ Trabzon Vilayeti Salnamesi − 1869-1904, (Hazırlayan) Kudret Emiroğlu, Ankara, 1993-2009, 22 cilt; 8. cilt, s. 361, 379, ISBN 9789157871117.
- ^ შაშიკაძე ზ. „ორი მნიშვნელოვანი დოკუმენტი XVI საუკუნის აჭარის ისტორიიდან“ გვ. 151-152 — ბსუ კრებული, ტ. III ბათუმი, 2002
- ^ ახვლედიანი ხ. „ნარკვევები აჭარის ისტორიიდან“ გვ. 47-56 — ბათუმი 1944 წ.
- ^ Gammer, Moshe (2003). Muslim Resistance to the Tsar: Shamil and the Conquest of Chechnia and Daghestan. Taylor & Francis. ss. 250-251. ISBN 0714650994.
- ^ Badem, Candan (2010). The Ottoman Crimean War (1853–1856). Brill. ss. 149-150. ISBN 90-04-18205-5.
- ^ Eric Lohr (2003), Nationalizing the Russian Empire: the Campaign against Enemy Aliens during World War I, pp. 151-2, 220-1. Harvard University Press, 0-674-01041-8.