bird
Görünüm
İngilizce
[değiştir]Ad
[değiştir]bird (çoğulu birds)
Söyleniş
[değiştir]- (omurgalılar, yiyecekler) kuş
Örnekler
[değiştir]- [1] Ducks and sparrows are birds.
- [2] He once took in his own mother, and was robbed by a 'pal,' who thought he was a doctor. Oh, he's a rare bird is 'Gentleman Joe'!
- [3] The door opened and a tall hungry-looking bird with a cane and a big nose came in neatly, shut the door behind him against the pressure of the door closer, marched over to the desk and placed a wrapped parcel on the desk.
Köken
[değiştir]- (bilinmeyen bir köken) → (Eski İngilizce): bird, brid, bridd → (Orta İngilizce)
İskoç İngilizcesi
[değiştir]Ad
[değiştir]bird
- [1] (omurgalılar, kuşlar, yiyecekler) kuş