dolmak
Görünüm
Türkçe
[değiştir]Eylem
[değiştir]dolmak dolmak -ar dolmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi dolar)
- [1] dolu duruma gelmek
- [2] bitkiler olgunlaşmak, erginleşmek
- Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha dolmadan. - T. Buğra
- [3] bir yere iyice yayılmak, kaplamak
- Oda sigara dumanı dolmuştu. - S. F. Abasıyanık
- [4] bir yerde pek çok eşya veya kimse toplanmak, kalabalık duruma gelmek
- Kıştan kurtulur kurtulmaz deniz kenarları insanla, sandalla dolar. - S. F. Abasıyanık
- [5] süre, hesap tamamlanmak
- Süresi doldu, emekliye ayrıldı.
- [6] sabrı tükenip öfkesi taşacak duruma gelmek