kumsal

Türkçe

Köken

Osmanlı Türkçesi قومسال‎ < kum + sal "kıyı, kenar" sözcükleri ile birleşik sözcük yapılmıştır.

Ad

kumsal (belirtme hâli kumsalı, çoğulu kumsallar)

[2] Kumsal

1. (jeoloji) kumu olan yer
   • Yolun neresi kayalık, neresi kumsal hep ezbere bilirdi. -Halikarnas Balıkçısı
2. su kıyılarında oluşan kumlu yer, denize, göle vb. yerlere girilebilen genellikle kumluk alan, deniz hamamı, kumbaşı, plaj
   • Deminden beri sözü edilen bu kumsal neydi? - A. Erhat

Çeviriler

çeviriler

• Almanca: Strand (de) e
• Endonezce: pantai (id)
• Azerice: qumsal (az), çimərlik (az)
• Felemenkçe: strand (nl)
• Fince: hietikko (fi), hietikkoranta (fi), hiekkaranta (fi)
• Fransızca: terrain (fr) d, plage de sable (fr) d
• İngilizce: sands (en), beach (en)
• İspanyolca: playa (es)
• Lehçe: plaża (pl)
• Portekizce: praia (pt) d
• Tatarca: qomayaq (tt)
• Türkmence: gumak (tk)

Ön ad

kumsal (karşılaştırma daha kumsal, üstünlük en kumsal)

1. kumlu

   Kumsal toprak.

Çeviriler

çeviriler

• Almanca: sandig (de)
• Endonezce: berpasir (id)
• Estonca: liivane (et)
• Fince: hiekkainen (fi)
• İngilizce: sandy (en)
• İspanyolca: arenoso (es)
• İsveççe: sandig (sv)
• İtalyanca: sabbioso (it)
• Portekizce: arenoso (pt)

Kaynakça

• Türk Dil Kurumuna göre "kumsal" maddesi
• Nişanyan Sözlük'te: kumsal maddesi

Çağatayca

Ad

[1] kum, kumluk

Kaynakça

• KÚNOS, Dr. Ignaz (1902). Şeyh Süleyman Efendi, Çağatayca-Osmanlıca Sözlük. Budapeşte: Section Orientale de la Société Ethnographique Hongroise.