Papers by Sibel Taş
Türk Folklor Araştırmaları, 2024
10 Mayıs 2024'te Türkiye'de ilk defa folklor ve antropoloji dergileri editörleri Türk Folklor Ara... more 10 Mayıs 2024'te Türkiye'de ilk defa folklor ve antropoloji dergileri editörleri Türk Folklor Araştırmaları (TFA) dergisi çatısı altında ve AÜ DTCF Halkbilimi Bölümü ev sahipliğinde bir araya geldi. Bu önemli buluşmayla ilgili hazırlanan dosya TFA dergisinin 369. sayısında yayımlandı. Burada paylaşılan toplantı dosyasında Serpil Aygün Cengiz'in "Hakikat ile Anlatının Farklılığı: Türk Folklor Araştırmaları Dergisi Buluşması", Çiğdem Kara'nın "Genel Değerlendirme: Türk Folklor Araştırmaları Dergisi Buluşması (10 Mayıs 2024)", Sibel Taş'ın "Türk Folklor Araştırmaları Dergisi Buluşması Üzerine Notlar: Madem Bütün Hikayeler Kırılmalarla Başlar", Anastasiia Zherdieva'nın "Sosyal Medyada Türk Folklor Araştırmaları Dergisi Buluşması Etkinliği" başlıklı yazıları ile bir fotoğraf seçkisi yer alıyor.
Journal of Turkish Studies, 2019
Munzur Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (MÜSBİD), Jun 30, 2021
ÖZ Tarih öncesi çağlardan itibaren başladığı kabul edilen kurban geleneği, yüzyıllar içinde değiş... more ÖZ Tarih öncesi çağlardan itibaren başladığı kabul edilen kurban geleneği, yüzyıllar içinde değişerek, dönüşerek ve gelişerek günümüze kadar gelen ve bundan sonra da etkisini devam ettirecek olan bir gelenektir. Manevi bir odak için kan dökülmesi suretiyle gerçekleştirilen kanlı kurban, toplumumuzda tercih edilen yaygın kurban biçimidir. Ancak toplumumuzun inanç pratikleri içinde kanlı kurbanın yanında kansız kurban geleneğinin de aktif kodlarını okumak mümkündür. Kansız kurban geleneğinin yoğun bir şekilde görüldüğü yerlerden biri de Tunceli'dir. Eski çağlardan itibaren pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Tunceli ili köklü bir inanç yapısı ve ritüelleri olan bir yerleşim yeridir. Yöre insanı, dini törenler esnasında, kutsal günlerde ve aracısız bir şekilde Hakk'a yakarmak, dileğini iletmek istediğinde mutlaka un, tereyağı, su veya süt ile yoğrulan bir çeşit çörek olan niyazı pişirmekte ve dağıtmaktadır. Kutsal niyaz ekmeği aile bireylerine, akrabalara ve komşulara dağıtıl...
Munzur Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Müzecilikte yaşamdan kopuk, soğuk ve üstten bakan tutum, günümüzün ihtiyaçlarına
cevap veremez ha... more Müzecilikte yaşamdan kopuk, soğuk ve üstten bakan tutum, günümüzün ihtiyaçlarına
cevap veremez hale gelmiş hem dünyada hem Türkiye’de yerini yaşayan ve yaşatan müzeye
bırakmaya başlamıştır. Modern müzecilik anlayışı, değerli varlıkları toplama, depolama,
sınıflandırma ve teşhir etmeye dayalı klasik anlayışı kırarak somut kültürel mirasın yanında
somut olmayan kültürel mirasın da korunması, yaşatılması ve kayıt altına alınması yolunda
ciddi bir mesafe kat edilmiştir. Müze, kültürü bağlamından koparmayarak kucaklama ve
yaşatma çabasına girmiştir.
25 Aralık 2020’de ziyaretçilere açılan Tunceli Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, kent
kültürünün sergilenmesi, korunması ve yaşatılabilmesi açısından ciddi bir öneme sahiptir.
Müze, kimliğinde arkeolojiyi ve etnografyayı birleştirmiştir. Bir arkeoloji müzesi olarak
kentin tarihsel zenginliğini ziyaretçileriyle buluştururken bir etnografya müzesi olarak kent
insanının geleneksel yaşam biçimine, inancına, kültürüne ışık tutar. Bu makalede Türkiye’de
çağdaş bir müzecilik anlayışı benimsemiş müzelerden yola çıkılarak Tunceli Arkeoloji ve
Etnografya Müzesinin, bina duvarlarının dışına taşıp halka ulaşması ve kent insanının
Müze’yi canlı bir mekân olarak hayatına dahil etmesi için, başka bir deyişle Müze’nin Somut
Olmayan Kültürel Mirası destekleyebilmesi için atılabilecek adımlar üzerine bazı öneriler
sunulmaktadır
Turnalar Uluslararası Hakemli Türk Dili, Edebiyat ve Kültür Dergisi, 2021
Bu metin, 2020-2021 güz döneminde Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkbilimi Anabil... more Bu metin, 2020-2021 güz döneminde Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkbilimi Anabilim Dalı'nda verilen "Araştırma Yöntemleri" dersini alan Sibel Taş, Dilek İşler, Serap Duman İnce ile derse konuk olarak katılan Sümeyye Sakarya ve Ayşe Kaygusuz Şimşek'in dersi düşünümsel bir yaklaşımla ele alarak değerlendirdikleri metinler ile dersin sorumlusu Serpil Aygün Cengiz'in sosyal bilimlerde düşünümselliğe ilişkin görüşlerinin yer aldığı denemesinden oluşan bir dosyadır.
II. Uluslararası Toplum ve Kültür Araştırmaları Sempozyumu (2-4 Ekim) Tam Metin Bildiriler Kitabı, 2020
ÖZET: Masal, destan, efsane, halk hikâyesi gibi sözlü halk anlatılarının dili, pek çok sembo... more ÖZET: Masal, destan, efsane, halk hikâyesi gibi sözlü halk anlatılarının dili, pek çok sembolle örülüdür. Bu sözlü anlatılarda, insanoğlunun somut dünyada yaşadığı gerçeklik, kurgu ve hayalin geniş ve renkli atmosferinde değişip dönüşerek halkın ortak muhayyilesinde özgün sembolik ilişkiler ve ifadeler yaratarak yeni biçimini alır. Özellikle inanç unsurunu baskın bir biçimde taşıyan efsanelerde bulunan bu sembol ilişki ve ifadeler, günlük hayat pratiklerinde kullanılacak kadar gerçekle iç içe durur. Bunlardan biri halk anlatılarında görülen yılan ve süt arasında kurulan ilişkidir. Sözlü halk anlatılarında hatırı sayılır bir sıklıkta “yılanın süt içmesi, yılanın süt kokusuna gelmesi” metaforuyla karşılaşılır. Gerçekte etçil ve yırtıcı bir hayvan olduğu bilinen yılan, bu sihirli dünyada süt içen, kaynayan sütün kokusuna son derece düşkün olan bir varlık olarak tasavvur edilir. Yılanın süt içmesi metaforu, halk için o kadar gerçeğin sınırlarında dolaşır ki bugün Türkiye’nin her yerinde yılanların süt içtiğine ve süt kokusunun yılanları cezbettiğine inanılır. Halk arasında, günlük hayatta bu inanç temelinde eylemler sergilenir. Aslında etçil ve yırtıcı bir hayvan olan ve doğası gereği özellikle kemirgenlerle beslenen yılanın önüne süt kâsesini koyan ve sütü onun vazgeçilmez bir besin kaynağı yapan, halk muhayyilesidir. Bu çalışmanın amacı, yılanla süt arasında kurulan bu sembol ilişkinin çözümlemesini yapmaktır.
Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
Efsane Keramet Şıh Delil Berhucan ÖZ T unceli, inanç yapısını ocak sistemi merkezinde ve sözlü ge... more Efsane Keramet Şıh Delil Berhucan ÖZ T unceli, inanç yapısını ocak sistemi merkezinde ve sözlü gelenek çerçevesinde yüzyıllar boyunca sürdürüp yaşatan bir coğrafyadır. Bu sistem içinde, mevcut on iki ocak birbirleriyle ilişkili kılınmakta ve bu ocakların hepsinin çıkış noktası, birer efsaneye dayanmaktadır. Amacımız, T unceli'deki on iki ocaktan biri olan Şıh Delil Berhucan ocağının ve bu ocağın ardılları oldukları söylenen Pilvenk aşiretinin ortaya çıkış biçiminin dayandığı efsane olan Şıh Delil Berhucan efsanesinin motiflerini incelemek ve bu yolla efsanenin barındırdığı senkretik inanç yapısına yönelik bir bakış açısı geliştirmektir. Myth Miracle Şıh Delil Berhucan A B S T R A C T T unceli is a geography that transmits its belief structure in the center of ocak system and through the oral tradition for centuries. In this system, twelve ocaks are made interrelated and the origin of all these ocaks is based on a legend. It is said that the legend of "Şıh Delil Berhucan" is the legend on which the Pilvenk tribe emerged. T he aim of this study is to examine the motifs of this legend and to develop a perspective on the syncretic belief structure of this legend.
Turkish studies, 2019
ÖZ Tarih öncesi çağlardan itibaren başladığı kabul edilen kurban geleneği, yüzyıllar içinde değiş... more ÖZ Tarih öncesi çağlardan itibaren başladığı kabul edilen kurban geleneği, yüzyıllar içinde değişerek, dönüşerek ve gelişerek günümüze kadar gelen ve bundan sonra da etkisini devam ettirecek olan bir gelenektir. Manevi bir odak için kan dökülmesi suretiyle gerçekleştirilen kanlı kurban, toplumumuzda tercih edilen yaygın kurban biçimidir. Ancak toplumumuzun inanç pratikleri içinde kanlı kurbanın yanında kansız kurban geleneğinin de aktif kodlarını okumak mümkündür. Kansız kurban geleneğinin yoğun bir şekilde görüldüğü yerlerden biri de Tunceli'dir. Eski çağlardan itibaren pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Tunceli ili köklü bir inanç yapısı ve ritüelleri olan bir yerleşim yeridir. Yöre insanı, dini törenler esnasında, kutsal günlerde ve aracısız bir şekilde Hakk'a yakarmak, dileğini iletmek istediğinde mutlaka un, tereyağı, su veya süt ile yoğrulan bir çeşit çörek olan niyazı pişirmekte ve dağıtmaktadır. Kutsal niyaz ekmeği aile bireylerine, akrabalara ve komşulara dağıtıldığı gibi kutsal mekanlarda çeşitli kuruyemişler ve meyve ile birlikte halihazırda orada bulunan kişilere de dağıtılmaktadır. Niyaz dağıtma, pişirilmesine niyet edilmesinden itibaren çeşitli manevi aşamalar ve eylem biçimleri içeren bir ritüeldir. Bu çalışmada Tunceli yöresinde çok eski dönemlerden itibaren görülen kansız kurban geleneği ve bu gelenek içinde yer alan niyaz dağıtma pratiği ele alınmıştır. Bu çalışmada, yörede kutsal niyaz ekmeğinin yapıldığı zamanlar, dağıtıldığı mekânlar ve bu uygulama sırasında gerçekleştirilen ritüeller değerlendirilmeye tabi tutularak bu dinsel pratiğin halkın inanç sistemi içindeki yeri açıklığa kavuşturulmuştur. Anahtar Kelimeler: kansız kurban, ritüel, niyaz, Tunceli.
Conference Presentations by Sibel Taş
Books by Sibel Taş
Onun Kitabını Anlatıyorum, Renato Rosaldo, The Day of Shelly’s Death: The Poetry and Ethnography of Grief (Shelly’nin Öldüğü Gün: Yasın Şiiri ve Etnografisi)
Bu kitap, antropolog Renato Rosaldo'nun "The Day of Shelly's Death: The Poetry and Ethnography of... more Bu kitap, antropolog Renato Rosaldo'nun "The Day of Shelly's Death: The Poetry and Ethnography of Grief" (Shelly'nin Öldüğü Gün: Yasın Şiiri ve Etnografisi) adlı kitabı üzerine bir kitap çalışmasıdır.
Anahtar kelimeler: Renato Rosaldo, yasın etnografisi, düşünümsellik, kendi-düşünümsellik, otoetnografi, antropoşiir, antropoesía
Uploads
Papers by Sibel Taş
cevap veremez hale gelmiş hem dünyada hem Türkiye’de yerini yaşayan ve yaşatan müzeye
bırakmaya başlamıştır. Modern müzecilik anlayışı, değerli varlıkları toplama, depolama,
sınıflandırma ve teşhir etmeye dayalı klasik anlayışı kırarak somut kültürel mirasın yanında
somut olmayan kültürel mirasın da korunması, yaşatılması ve kayıt altına alınması yolunda
ciddi bir mesafe kat edilmiştir. Müze, kültürü bağlamından koparmayarak kucaklama ve
yaşatma çabasına girmiştir.
25 Aralık 2020’de ziyaretçilere açılan Tunceli Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, kent
kültürünün sergilenmesi, korunması ve yaşatılabilmesi açısından ciddi bir öneme sahiptir.
Müze, kimliğinde arkeolojiyi ve etnografyayı birleştirmiştir. Bir arkeoloji müzesi olarak
kentin tarihsel zenginliğini ziyaretçileriyle buluştururken bir etnografya müzesi olarak kent
insanının geleneksel yaşam biçimine, inancına, kültürüne ışık tutar. Bu makalede Türkiye’de
çağdaş bir müzecilik anlayışı benimsemiş müzelerden yola çıkılarak Tunceli Arkeoloji ve
Etnografya Müzesinin, bina duvarlarının dışına taşıp halka ulaşması ve kent insanının
Müze’yi canlı bir mekân olarak hayatına dahil etmesi için, başka bir deyişle Müze’nin Somut
Olmayan Kültürel Mirası destekleyebilmesi için atılabilecek adımlar üzerine bazı öneriler
sunulmaktadır
Conference Presentations by Sibel Taş
Books by Sibel Taş
Anahtar kelimeler: Renato Rosaldo, yasın etnografisi, düşünümsellik, kendi-düşünümsellik, otoetnografi, antropoşiir, antropoesía
cevap veremez hale gelmiş hem dünyada hem Türkiye’de yerini yaşayan ve yaşatan müzeye
bırakmaya başlamıştır. Modern müzecilik anlayışı, değerli varlıkları toplama, depolama,
sınıflandırma ve teşhir etmeye dayalı klasik anlayışı kırarak somut kültürel mirasın yanında
somut olmayan kültürel mirasın da korunması, yaşatılması ve kayıt altına alınması yolunda
ciddi bir mesafe kat edilmiştir. Müze, kültürü bağlamından koparmayarak kucaklama ve
yaşatma çabasına girmiştir.
25 Aralık 2020’de ziyaretçilere açılan Tunceli Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, kent
kültürünün sergilenmesi, korunması ve yaşatılabilmesi açısından ciddi bir öneme sahiptir.
Müze, kimliğinde arkeolojiyi ve etnografyayı birleştirmiştir. Bir arkeoloji müzesi olarak
kentin tarihsel zenginliğini ziyaretçileriyle buluştururken bir etnografya müzesi olarak kent
insanının geleneksel yaşam biçimine, inancına, kültürüne ışık tutar. Bu makalede Türkiye’de
çağdaş bir müzecilik anlayışı benimsemiş müzelerden yola çıkılarak Tunceli Arkeoloji ve
Etnografya Müzesinin, bina duvarlarının dışına taşıp halka ulaşması ve kent insanının
Müze’yi canlı bir mekân olarak hayatına dahil etmesi için, başka bir deyişle Müze’nin Somut
Olmayan Kültürel Mirası destekleyebilmesi için atılabilecek adımlar üzerine bazı öneriler
sunulmaktadır
Anahtar kelimeler: Renato Rosaldo, yasın etnografisi, düşünümsellik, kendi-düşünümsellik, otoetnografi, antropoşiir, antropoesía