İçeriğe atla

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[değiştir]

Köken

[değiştir]
Eski Türkçe

(belirtme hâli ici, çoğulu içler)

Vikipedi
Vikipedi
hakkında Türkçe Vikipedi'de ansiklopedik bilgi bulabilirsiniz.
  1. herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı
    Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. - Ç. Altan
  2. oyuk şeylerin boşluğu
  3. cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta
    Tahtanın içi çürümüş.
  4. (toplum bilimi) nesnelerin veya kişilerin arasında bulunan nesne veya kişi, ara
  5. ten ile dış giysiler arası
    Boynumda kalın yün atkı, içimde çift kat fanila, gene de titriyorum. - E. Bener
  6. kabuğu olan veya dışı kabuk durumunda bulunan yiyeceklerde kabuğun sardığı bölüm, kabuğun içindeki kısım
    Ekmek içi. Ceviz içi.
  7. pirinç, soğan ve baharatla hazırlanan, dolmalarda kullanılan karışım
  8. mide, bağırsak, karın
    İçi bulanmak. İçi sürmek.
  9. akıl, gönül, irade gibi insanın manevi varlığını oluşturan şeylerden herhangi biri
    İçimizdeki sevinçleri, kederleri paylaşacak insan nerede? - S. F. Abasıyanık
  10. bir ülke, şehir, topluluk vb.nde olan veya yapılan
    Yurt içi ulaşım. Şehir içi haberleşme. Aile içi ilişkiler.
  11. değişik yemeklerde kullanılmak üzere et ile sebzelerin ince kıyımının karıştırılması ve yoğrulmasıyla meydana getirilen karışım
  12. muhteva
  13. bir şeyin görünmeyen gizli kısmı, bâtın
  14. aynı cinsten şeylerin meydana getirdiği topluluk
    bizden biri.
  15. (felsefe) kalp, gönül
    Bu iç yangını bitmez.
  16. vicdan
    Bu konuda için ne diyor?
  17. merkeze daha yakın kesim veya şey
    iç Anadolu.
  18. manevi varlığımız
  19. bir hâlin tamamı
    Sevgi içinde yüzüyor.
  20. (yiyecekler) dolma, sarma, mantı, börek gibi yiyeceklerin içine konulmak üzere hazırlanan malzeme

Çekimleme

[değiştir]

Deyimler

[değiştir]

iç açıcı, iç açmak, iç bölüm, iç çekmek, iç dil, iç deniz, iç dökmek, iç etmek, iç fırtınasına tutulmak, iç güveysinden hallice, iç içe, iç işleri, iç kale, iç mesele, iç savaş, iç siyaset iç tabaka, iç tarafı, iç tutmak, iç yan, iç yapısı, iç yüzey, içe kapanık, içi götürmemek, içi kararmak, içi içine sığmamak, içi geçmek, içi gitmek, içi içine sığmamak, içi içini yemek, içi yanmak, içine atmak, içine doğmak, içten içe, içten pazarlıklı,

Benzer sözcükler

[değiştir]

uçkur,

Türetilmiş kavramlar

[değiştir]

ez ez de suyunu iç, içbükey, içeri, içgüdü, içerik, içermek, içerlek, içsel, içe dönük

Çeviriler

[değiştir]

Ön ad

[değiştir]

(karşılaştırma daha, üstünlük en)

  1. somut kavramlarda iki veya ikiden çok şeyde merkeze daha yakın olan
    İç kapının perdesi yanlara doğru açıldı. - P. Safa
  2. insanın manevi varlığıyla ilgili olan
    İç dünyamız.

Çeviriler

[değiştir]

Kaynakça

[değiştir]

Atasözleri

[değiştir]

Azerice

[değiştir]

Gagavuzca

[değiştir]

Köken

[değiştir]
Eski Türkçe

Kırım Tatarca

[değiştir]

Ön ad

[değiştir]

  1. hiç

Tatarca

[değiştir]

Ünlem

[değiştir]

  1. ya

Türkmence

[değiştir]