Ahlak: Revizyonlar arasındaki fark
Görünüm
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok |
k 213.43.70.34 (mesaj) tarafından yapılan değişiklik geri alınarak, Felecita tarafından değiştirilmiş önceki sürüm geri getirildi Etiket: Geri döndürme |
||
(14 kullanıcıdan 33 ara revizyon gösterilmiyor) | |||
1. satır: | 1. satır: | ||
{{TOCsağ}} |
|||
* İnsanlığın gerçek ahlâki sınavı, en temel sınavı; merhametine muhtaç olanlara yönelik davranışlarda belli ediyor kendini: hayvanlara. Ve bu açıdan insanlık büyük bir felaketin ızdırabını yaşıyor , öylesine derin bir felaket ki diğer bütün yıkımlarının kaynağı bu. - [[Milan Kundera]] <ref>[http://drstevebest.wordpress.com/2012/05/14/the-revolutionary-implications-of-animal-standpoint-theory-2/ drstevebest.wordpress.com]</ref> |
|||
[[Dosya:Mourning angel.jpg|144pik|küçükresim|[[Hayat]]ın anlamı [[insan]]ın doğasına saygı gösteren kişisel bir ahlâk geliştirmek ve bu ahlâkla [[yaşam]]aktır.<br>— Aki Kaurismaki]] |
|||
*[[Hayvanlar]]ın hakları olmadığı ve onlara davranışımızın ahlaken önemsiz olduğu iddiası Batı barbarlığının ve ilkelliğinin mükemmel bir örneğidir. Ahlakın yegane garantisi evrensel merhamettir. - [[Arthur Schopenhauer]] <ref>Arthur Schopenhauer, The Basis of Morality</ref> |
|||
<center><small>Sözler, yazar ya da kaynakları bakımından alfabetik sıraya göre düzenlenmiştir:</small></center> |
|||
*Kişinin kendi türünün üyelerinin başka türlerin üyelerine kıyasla özel ahlaksal değer hak ettikleri duygusu eski ve derindir. Savaş zamanı dışında, insan öldürmek genelde işlenebilecek en ciddi suçtur. Bizim kültürümüzde daha da şiddetle yasaklanmış bir tek şey var; o da insan yemek (ölmüş bile olsalar). Bununla birlikte, başka türlerin üyelerini yemekten hoşlanıyoruz. Birçoğumuz, canilere bile ölüm cezası uygulanması düşüncesinden iğrenirler; Öte yandan da, ılımlı 'hayvan zararlılarının' yargılanmaksızın vurulmasını neşeyle desteklerler. Aslında, diğer zararsız türlerin üyelerini zevk ve eğlence için öldürürüz. İnsansı duyguları bir amipten daha fazla olmayan bir insan dölütü, yetişkin bir şempanzeye gösterilenden çok daha ileri bir saygı ve koruma altındadır. Yine de, şempanzenin duyguları vardır, düşünür ve -son deneysel kanıtlara göre- bir çeşit insan dilini öğrenebilir. Dölüt ise kendi türümüze aittir ve bu nedenle anında özel hak ve ayrıcalıklarla donatılır. - [[Richard Dawkins]] <ref>Richard Dawkins, Gen Bencildir</ref> |
|||
__NOTOC__ |
|||
*Bir [[insan]]ın ya da [[hayvan]]ın ahlaki statüsünün o hayvan ya da insanı dünyaya getirenler tarafından belirlenemeyeceği gibi, ahlaki bir kavramın uygulanması da onu tasarlayanlar tarafından belirlenemez. Ahlaki haklar sadece onları tasarlayanlar için geçerli olsaydı, insanlığın büyük bir kısmı ahlaki topluluktan dışlanmış olurdu. Bugün anladığımız biçimiyle hak anlayışı, başlangıçta sadece varlıklı, beyaz, erkek toprak sahiplerinin çıkarlarını korumak amacıyla geliştirilmişti; aslında ahlaki kavramların pek çoğu tarihsel olarak ayrıcalıklı erkeklerin çıkarı için geliştirilmişti. Zamanla, eşit gözetilme ilkesi uyarınca benzer durumları benzer şekilde ele almamız gerektiğini kavradık ve hakları (ve diğer ahlaki kavramları) başka insanları da kapsayacak şekilde genişlettik. Eşit gözetilme ilkesi uyarınca bazı insanların başkalarının malı olmasının ahlaki açıdan kabul edilemez olduğuna karar verdik. Eşit gözetilme ilkesini hayvanlara da uygulayacak olursak, kaynak muamelesi görmeme hakkını hayvanlara da tanımamız gerekir. - Gary L. Francione <ref>Gary L. Francione, Hayvan Haklarına Giriş - Çocuğunuz mu Köpeğiniz mi?, s.302</ref> |
|||
<small> |
|||
* Güzel ahlak, dostluğu sağlamlaştırır. - [[Muhammed bin Abdullah]] |
|||
: {{ABC}} |
|||
* İmanı en üstün olanınız, en güzel ahlaklı olanınızdır. - [[Muhammed bin Abdullah]] |
|||
</small> |
|||
* İnsanlar arasında ara bozma niyeti ile laf götürüp getirmek, insanlara hakaret etmek ve sövmek, kendi ırkını üstün görüp başka milletleri aşağı görmek... İşte bu 3 davranış, cehennemdedir. Bunlar, bir mü’minin ahlakında yer alamaz. - [[Muhammed bin Abdullah]] |
|||
* İnsanların en hayırlısı, ahlakı en güzel olanıdır. - [[Muhammed bin Abdullah]] |
|||
== [[Aki Kaurismäki|Aki Kaurismaki]] == |
|||
* Ahlak, bireyin içindeki sürü içgüdüsüdür. - [[Friedrich Nietzsche]] |
|||
* [[Hayat]]ın anlamı [[insan]]ın doğasına saygı gösteren '''kişisel bir ahlâk''' geliştirmek ve bu ahlâkla [[yaşam]]aktır. |
|||
* Ahlak esasen toplumu çöküntüden kurtaracak ve toplumun muhafazasını sağlayacak bir araçtır. - [[Friedrich Nietzsche]] |
|||
* Despotlar., havanın ahlaklı olduğu bölgeleri severler. - [[Friedrich Nietzsche]] |
|||
== [[Albert Schweitzer]] == |
|||
* Ahlaksal olay yoktur, yalnızca olayların ahlaksal yorumu vardır. - [[Friedrich Nietzsche]] |
|||
* Ahlak, kelimenin en geniş anlamıyla, canı olan her şeye karşı duyulan sorumluluk demektir. |
|||
* Ahlaki gerçekler diye bir şey yoktur. - [[Friedrich Nietzsche]] |
|||
* Ahlaklılık törelere itaat etmekten başka bir şey değildir (özellikle artık değildir), töreler ne tür olurlarsa olsunlar bu ilke değişmez; bununla birlikte töreler geleneksel tarzda davranmak ve değerlendirmelerde bulunmaktır. Geleneğin emretmediği şeylerde ahlak yoktur. (Tan Kızıllığı, Madde 9) Sadece gelenek olduğu için bir inanca bağlanmak... bu elbette namussuz olmak, korkak olmak, tembel olmak demektir! — Öyleyse, ahlaklılığın ön koşuluna namussuzluk, korkaklık ve tembellik olmuyor mu? (Tan Kızıllığı, Madde 101) - [[Friedrich Nietzsche]] |
|||
== [[A. J. Ayer|Alfred Jules Ayer]] == |
|||
* Herkes ahlaklı olmayınca, hiç kimse tümüyle ahlaklı olamaz. - [[Herbert Spencer]] |
|||
* Otoriteye dayalı hiçbir ahlak sistemi oluşturulamaz, otorite tanrısal olsa bile. |
|||
* Taş’ın ahlakı yok. Hareket etmiyor. Faşizm ahlaksızlık’tır; hareketsizlik peşinde koşuyor. Faşizm, tarihin kaydettiği önceki dikta uygulamalarından, korkudan kaynaklanmasıyla ayrılıyor. Faşizmin terörü, kendisi terörize olmuş bir sınıfın, acımasızlık uygulamasıdır; faşizm, kendi içinde çelişkilerini erteleyerek hızını arttırmış bir iktidarın, iktidarını sallamış olanların hareketsizliğe boğma girişimi oluyor. Korkunun hareketsizliği doğurması en çok faşizmde var. Hain, korkak’tan çıkıyor; faşizm bir iç ihanet oluyor. Faşizm, egemen sınıfın kendi içinde ve birbirine karşı ihanetine dayanıyor.- [[Yalçın Küçük]] |
|||
* Ahlak’ın silicisi korku’dur. ... Açlık korkusu, işsizlik korkusu, hapis korkusu, savaş korkusu ve giderek ölüm korkusu hep bir ahlak silicisi işlevini üstleniyorlar. ... İnsanımız çözülmeye yüz tuttu. 1970 yıllarının ikinci yarısında bir kuantum fizikçisinin objesi görünümündeydi; hareketliliğinden çıkan büyük enerjiyi iktidar perspektifine aktaramıyordu. Ölüm, işsizlik, hapis ve idam; bellekleri ve varolan ahlakı silici işlevini görüyordu.- [[Yalçın Küçük]] |
|||
== [[Alfred North Whitehead]] == |
|||
* Eğer ben kendim için değilsem, kim olacaktır benim için? Ve eğer ben sadece kendim için isem, o halde ben kimim? Ve şimdi değilse, ne zaman? -Hillel ve Shammai Talmudundan<ref>[http://www.jewishvirtuallibrary.org/jsource/biography/hillel.html Rabbi Hillel ve Şemmai Talmudu]</ref> |
|||
*Belli bir dönemde, belli bir yerde ahlak nedir? O dönem ve o yerdeki çoğunluğun hoşuna ne gidiyorsa odur; ahlaksızlık da hoşlarına gitmeyendir. |
* Belli bir dönemde, belli bir yerde ahlak nedir? O dönem ve o yerdeki çoğunluğun hoşuna ne gidiyorsa odur; ahlaksızlık da hoşlarına gitmeyendir. |
||
*Hiçbir ahlak otoriteye dayandırılamaz, otorite ilahi olsa bile. -[[A. J. Ayer|Alfred Jules Ayer]] |
|||
== [[Aristoteles]] == |
|||
*İki şey var ki, biz onlar hakkında daha sık ve daha düzenli kafa yordukça, ruhu hep artan bir hayranlık ve huşuyla dolduruyor: tepemizdeki yıldızlı gökyüzü ve içimizdeki ahlak yasası. -[[Immanuel Kant]] |
|||
* Öyleyse [[erdem]], akla başvurarak tanımlanan ortanın içinde yer almakla ve seçimlerle ilgili bir karakter durumudur. Biri aşırılık, diğeri eksiklik olan iki kötülük arasındaki bir ortadır bu. Bir ortadır, çünkü kötülükler tutkularda ve eylemlerde doğru olana ya kısa, ya uzak düşerler. Oysa erdem arada olanı hem bulur hem de seçer. |
|||
*Altın kural iyi bir kıstastır ama ondan daha iyisi başkalarına kendilerine nasıl davranılmasını istiyorsa öyle davranmaktır. -[[Karl Popper]] |
|||
*Ben, evrim tabanında bir ahlak savunmuyorum. Ben, şeylerin nasıl evrildiklerini söylüyorum. [[İnsan]]lığın ahlaksal olarak nasıl olması gerektiğini söylemiyorum.<ref>Richard Dawkins, Gen Bencildir, 1976, s. 15</ref> -[[Richard Dawkins]] |
|||
[[Dosya:Rain on grass2.jpg|144pik|küçükresim|Ahlakın yegane garantisi evrensel merhamettir.<br>— [[Arthur Schopenhauer]]]] |
|||
*Özgür bir isteme ile ahlak yasaları altında olan bir isteme aynı şeydir. <ref>Immanuel Kant, Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi, Çeviri: Ioanna Kuçuradi, Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, 1995, 2. Baskı, s. 65</ref> -[[Immanuel Kant]] |
|||
== [[Arthur Schopenhauer]] == |
|||
*Her defasında insanlığa kendi kişinde olduğu kadar başkasının kişisinde de sırf araç olarak değil, aynı zamanda amaç olarak davranacak biçimde eylemde bulun. -[[Immanuel Kant]] |
|||
* [[Hayvanlar]]ın hakları olmadığı ve onlara davranışımızın ahlaken önemsiz olduğu iddiası Batı barbarlığının ve ilkelliğinin mükemmel bir örneğidir. Ahlakın yegane garantisi evrensel merhamettir.<ref>Arthur Schopenhauer, The Basis of Morality</ref> |
|||
*Ereklerimizin nasıl bir niteliği olduğu istencimize bağlıdır; istencimizin nasıl bir niteliği olduğu da [[erdem]]imize bağlıdır, böylece doğru görüş (pratik bilgelik) de doğru olan ortayı bularak bu ereğe uymayı istence öğretir. Bundan dolayı etik erdem ile phronesis (pratik bilgelik y.n.) karşılıklı olarak birbirine bağlıdırlar. Etik erdem istence iyiye giden bir doğrultu verir, doğru görüş de bize hangi eylemin doğru olduğunu bildirir.<ref>Bedia Akarsu, Ahlak Öğretileri, s. 116</ref> -[[Bedia Akarsu]] |
|||
*Ahlak değerlerinin öznelliğine ilişkin savlar nasıl çürütülebilir bilmiyorum, ama keyfi bir zalimliğin yanlış olmasının tek nedeninin bundan hoşlanmayışım olduğuna da kendimi inandıramıyorum. -[[Bertrand Russell]] |
|||
== [[Bedia Akarsu]] == |
|||
*Öyleyse [[erdem]], akla başvurarak tanımlanan ortanın içinde yer almakla ve seçimlerle ilgili bir karakter durumudur. Biri aşırılık, diğeri eksiklik olan iki kötülük arasındaki bir ortadır bu. Bir ortadır, çünkü kötülükler tutkularda ve eylemlerde doğru olana ya kısa, ya uzak düşerler. Oysa erdem arada olanı hem bulur hem de seçer. [[Aristoteles]] |
|||
* Ereklerimizin nasıl bir niteliği olduğu istencimize bağlıdır; istencimizin nasıl bir niteliği olduğu da [[erdem]]imize bağlıdır, böylece doğru görüş (pratik bilgelik) de doğru olan ortayı bularak bu ereğe uymayı istence öğretir. Bundan dolayı etik erdem ile phronesis (pratik bilgelik y.n.) karşılıklı olarak birbirine bağlıdırlar. Etik erdem istence iyiye giden bir doğrultu verir, doğru görüş de bize hangi eylemin doğru olduğunu bildirir.<ref>Bedia Akarsu, Ahlak Öğretileri, s. 116</ref> |
|||
*Eylemler mutluluğu artırmaya yöneldiği ölçüde doğru, mutluluğun tersini üretmeye yöneldiği ölçüde yanlıştır. -[[John Stuart Mill]] |
|||
*[[Doğa]] insanoğlunu iki egemen efendinin buyruğu altına sokmuştur: acının ve zevkin. Ne yapmamız gerektiği hakkında tek söz sahibi bu ikisidir. -[[Jeremy Bentham]] |
|||
== [[Bertolt Brecht]] == |
|||
*Belki de etik konusundaki en basit ve en önemli nokta bütünüyle mantıksaldır. Gerçekleri ortaya koyarak bunlardan nan totolojik ahlaki kurallar çıkarmanın olanaksızlığını kast ediyorum. -[[Karl Popper]] |
|||
* Hiçbir şey bilmeyen [[bilgisizlik|bilgisiz]]dir ama bilip de susan ahlaksızdır. |
|||
*[[İnsan]]ı bütün diğer canlılardan ayıran özelliği, ne dili, ne düşünebilmesi, ne aklı, ne de ahlâkıdır. İnsan, üretici olduğu için bütün diğer canlılardan farklıdır/farklılaşmıştır. Dilinin hayvanlarınkine nazaran daha çok imge içermesi, daha derin ve soyut düşünebilmesi, ahlâk diye bir sorununun olması vb., [[doğa]]nın doğallığının yanında, sonra ona zıt ve onu yok eden bir üretilmiş doğa kurmak zorunda kalmasından kaynaklanmıştır.<br>Üretim sayesinde insanlaşan; bölüşüm sayesinde [[siyaset|siyasal]]laşan insan, [[ekonomi|iktisad]]ı oluşturmakta geçiktiği ölçüde ahlakı soyutlaştırarak bir doktrin haline getirmiştir. Binlerce yıllık bir inceltme öyle bir boyuttadır ki, kökeninde iktisadın palyatifi bir bölüşüm ideolojisi bulunduğunu ayıklamak son derece güçleşmiştir… <br>Ahlâk ancak bireysel olabilir ve bölüşüm de iktisadın ve siyasetin sorunudur, işte yeni etika buralarda bir yerde oluşuyor.<ref>Doğu Batı, Mehmet Ali Kılıçbay, Ecnomica’nın Dublörü Etika, s. 95</ref> -[[Mehmet Ali Kılıçbay]] |
|||
== [[Bertrand Russell]] == |
|||
* Ahlak değerlerinin öznelliğine ilişkin savlar nasıl çürütülebilir bilmiyorum, ama keyfi bir zalimliğin yanlış olmasının tek nedeninin bundan hoşlanmayışım olduğuna da kendimi inandıramıyorum. |
|||
[[Dosya:Lenk Nietzsche.jpg|144pik|küçükresim|Ahlak, bireyin içindeki sürü içgüdüsüdür.<br>— [[Friedrich Nietzsche]]]] |
|||
== [[Friedrich Nietzsche]] == |
|||
* Ahlak, bireyin içindeki sürü içgüdüsüdür. |
|||
* Ahlak esasen toplumu çöküntüden kurtaracak ve toplumun muhafazasını sağlayacak bir araçtır. |
|||
* Despotlar., havanın ahlaklı olduğu bölgeleri severler. |
|||
* Ahlaksal olay yoktur, yalnızca olayların ahlaksal yorumu vardır. |
|||
* Ahlaki gerçekler diye bir şey yoktur. |
|||
* Ahlaklılık törelere itaat etmekten başka bir şey değildir (özellikle artık değildir), töreler ne tür olurlarsa olsunlar bu ilke değişmez; bununla birlikte töreler geleneksel tarzda davranmak ve değerlendirmelerde bulunmaktır. Geleneğin emretmediği şeylerde ahlak yoktur. |
|||
** Tan Kızıllığı, Madde 9 |
|||
* Sadece gelenek olduğu için bir inanca bağlanmak... Bu elbette namussuz olmak, korkak olmak, tembel olmak demektir! — Öyleyse, ahlaklılığın ön koşuluna namussuzluk, korkaklık ve tembellik olmuyor mu? |
|||
** Tan Kızıllığı, Madde 101 |
|||
* Bizler hayvanlara ahlâk sahibi varlıklar olarak bakmıyoruz. Ama sizce [[hayvanlar]] bizi ahlâklı varlıklar olarak görüyor mudur? |
|||
== [[Gary L. Francione]] == |
|||
* Bir [[insan]]ın ya da [[hayvan]]ın ahlaki statüsünün o hayvan ya da insanı dünyaya getirenler tarafından belirlenemeyeceği gibi, ahlaki bir kavramın uygulanması da onu tasarlayanlar tarafından belirlenemez. Ahlaki haklar sadece onları tasarlayanlar için geçerli olsaydı, insanlığın büyük bir kısmı ahlaki topluluktan dışlanmış olurdu. Bugün anladığımız biçimiyle hak anlayışı, başlangıçta sadece varlıklı, beyaz, erkek toprak sahiplerinin çıkarlarını korumak amacıyla geliştirilmişti; aslında ahlaki kavramların pek çoğu tarihsel olarak ayrıcalıklı erkeklerin çıkarı için geliştirilmişti. Zamanla, eşit gözetilme ilkesi uyarınca benzer durumları benzer şekilde ele almamız gerektiğini kavradık ve hakları (ve diğer ahlaki kavramları) başka insanları da kapsayacak şekilde genişlettik. Eşit gözetilme ilkesi uyarınca bazı insanların başkalarının malı olmasının ahlaki açıdan kabul edilemez olduğuna karar verdik. Eşit gözetilme ilkesini hayvanlara da uygulayacak olursak, kaynak muamelesi görmeme hakkını hayvanlara da tanımamız gerekir.<ref>Gary L. Francione, Hayvan Haklarına Giriş - Çocuğunuz mu Köpeğiniz mi?, s.302</ref> |
|||
[[Dosya:La Verità scoperta dal Tempo di Guidobono Bartolomeo.jpg|144pik|küçükresim|Herkes ahlaklı olmayınca, hiç kimse tümüyle ahlaklı olamaz.<br>— [[Herbert Spencer]]]] |
|||
== [[Herbert Spencer]] == |
|||
* Herkes ahlaklı olmayınca hiç kimse tümüyle ahlaklı olamaz. |
|||
== [[Immanuel Kant]] == |
|||
* Her defasında insanlığa kendi kişinde olduğu kadar başkasının kişisinde de sırf araç olarak değil, aynı zamanda amaç olarak davranacak biçimde eylemde bulun. |
|||
* İki şey var ki, biz onlar hakkında daha sık ve daha düzenli kafa yordukça, ruhu hep artan bir hayranlık ve huşuyla dolduruyor: tepemizdeki yıldızlı gökyüzü ve içimizdeki ahlak yasası. |
|||
* [[Özgürlük|Özgür]] bir isteme ile ahlak yasaları altında olan bir isteme aynı şeydir.<ref>Immanuel Kant, Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi, Çeviri: Ioanna Kuçuradi, Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, 1995, 2. Baskı, s. 65</ref> |
|||
[[Dosya:Botticelli Venus.jpg|144pik|küçükresim|[[Doğa]] [[insan]]oğlunu iki egemen efendinin buyruğu altına sokmuştur: [[acı]]nın ve zevkin. Ne yapmamız gerektiği hakkında tek söz sahibi bu ikisidir.<br>— [[Jeremy Bentham]]]] |
|||
== [[Jeremy Bentham]] == |
|||
* [[Doğa]] [[insan]]oğlunu iki egemen efendinin buyruğu altına sokmuştur: [[acı]]nın ve zevkin. Ne yapmamız gerektiği hakkında tek söz sahibi bu ikisidir. |
|||
== [[Jared Diamond]] == |
|||
* Öldürme dürtümüzün neredeyse her zaman ahlak kurallarıyla kontrol altında tutulduğu bellidir. Soru, onu neyin açığa çıkardığıdır.<ref>Jared Diamond, Üçüncü Şempanze: İnsan Türünün Evrimi ve Geleceği, Alfa Yay., s.342</ref> |
|||
== [[John Stuart Mill]] == |
|||
* Eylemler [[mutluluk|mutluluğu]] artırmaya yöneldiği ölçüde doğru, mutluluğun tersini üretmeye yöneldiği ölçüde yanlıştır. |
|||
[[Dosya:Burning Man 2012 (7923241524).jpg|144pik|küçükresim|Altın kural iyi bir kıstastır ama ondan daha iyisi başkalarına kendilerine nasıl davranılmasını istiyorsa öyle davranmaktır. <br>— [[Karl Popper]]]] |
|||
== [[Karl Popper]] == |
|||
* Altın kural iyi bir kıstastır ama ondan daha iyisi başkalarına kendilerine nasıl davranılmasını istiyorsa öyle davranmaktır. |
|||
*Belki de etik konusundaki en basit ve en önemli nokta bütünüyle mantıksaldır. Gerçekleri ortaya koyarak bunlardan nan totolojik ahlaki kurallar çıkarmanın olanaksızlığını kast ediyorum. |
|||
== [[Malcolm X]] == |
|||
* Benim [[din]]im, benim kişisel konumdur. O benim kişisel [[hayat]]ımı, kişisel ahlakımı yönetir. Ve benim dinsel [[felsefe]]m benimle inandığım [[Tanrı]] arasındadır; aynen diğerlerinin dinsel felsefesinin onlar ve Tanrı arasında olduğu gibi. Ve bu en iyi olan yoldur. |
|||
== [[Mehmet Ali Kılıçbay]] == |
|||
* [[İnsan]]ı bütün diğer canlılardan ayıran özelliği, ne dili, ne düşünebilmesi, ne aklı, ne de ahlâkıdır. İnsan, üretici olduğu için bütün diğer canlılardan farklıdır/farklılaşmıştır. Dilinin hayvanlarınkine nazaran daha çok imge içermesi, daha derin ve soyut düşünebilmesi, ahlâk diye bir sorununun olması vb., [[doğa]]nın doğallığının yanında, sonra ona zıt ve onu yok eden bir üretilmiş doğa kurmak zorunda kalmasından kaynaklanmıştır.<br>Üretim sayesinde insanlaşan; bölüşüm sayesinde [[siyaset|siyasal]]laşan insan, [[ekonomi|iktisad]]ı oluşturmakta geçiktiği ölçüde ahlakı soyutlaştırarak bir doktrin haline getirmiştir. Binlerce yıllık bir inceltme öyle bir boyuttadır ki, kökeninde iktisadın palyatifi bir bölüşüm ideolojisi bulunduğunu ayıklamak son derece güçleşmiştir… <br>Ahlâk ancak bireysel olabilir ve bölüşüm de iktisadın ve siyasetin sorunudur, işte yeni etika buralarda bir yerde oluşuyor.<ref>Doğu Batı, Mehmet Ali Kılıçbay, Economica’nın Dublörü Etika, s. 95</ref> |
|||
== [[Milan Kundera]] == |
|||
*Ahlak, kelimenin en geniş anlamıyla, canı olan her şeye karşı duyulan sorumluluk demektir. - [[Albert Schweitzer]] |
|||
* İnsanlığın gerçek ahlâki sınavı, en temel sınavı; merhametine muhtaç olanlara yönelik davranışlarda belli ediyor kendini: hayvanlara. Ve bu açıdan insanlık büyük bir felaketin ızdırabını yaşıyor , öylesine derin bir felaket ki diğer bütün yıkımlarının kaynağı bu.<ref>[http://drstevebest.wordpress.com/2012/05/14/the-revolutionary-implications-of-animal-standpoint-theory-2/ drstevebest.wordpress.com]</ref> |
|||
[[Dosya:Мечеть Санкт-Петербурга. Майолика портала.jpg|144pik|küçükresim|İnsanların en hayırlısı ahlâkı en güzel olanıdır.<br>— [[Muhammed bin Abdullah]]]] |
|||
*Hiçbir şey bilmeyen [[cahil]]dir, ama bilip de susan ahlaksızdır. - [[Bertolt Brecht]] |
|||
== [[Muhammed bin Abdullah]] == |
|||
* Güzel ahlak, dostluğu sağlamlaştırır. |
|||
* İmanı en üstün olanınız, en güzel ahlaklı olanınızdır. |
|||
* İnsanlar arasında ara bozma niyeti ile laf götürüp getirmek, insanlara hakaret etmek ve sövmek, kendi ırkını üstün görüp başka milletleri aşağı görmek... İşte bu 3 davranış, cehennemdedir. Bunlar, bir mü’minin ahlakında yer alamaz. |
|||
* İnsanların en hayırlısı ahlakı en güzel olanıdır. |
|||
== [[Richard Dawkins]] == |
|||
* Kişinin kendi türünün üyelerinin başka türlerin üyelerine kıyasla özel ahlaksal değer hak ettikleri duygusu eski ve derindir. Savaş zamanı dışında, insan öldürmek genelde işlenebilecek en ciddi suçtur. Bizim kültürümüzde daha da şiddetle yasaklanmış bir tek şey var; o da insan yemek (ölmüş bile olsalar). Bununla birlikte, başka türlerin üyelerini yemekten hoşlanıyoruz. Birçoğumuz, canilere bile ölüm cezası uygulanması düşüncesinden iğrenirler; Öte yandan da, ılımlı 'hayvan zararlılarının' yargılanmaksızın vurulmasını neşeyle desteklerler. Aslında, diğer zararsız türlerin üyelerini zevk ve eğlence için öldürürüz. İnsansı duyguları bir amipten daha fazla olmayan bir insan dölütü, yetişkin bir şempanzeye gösterilenden çok daha ileri bir saygı ve koruma altındadır. Yine de, şempanzenin duyguları vardır, düşünür ve -son deneysel kanıtlara göre- bir çeşit insan dilini öğrenebilir. Dölüt ise kendi türümüze aittir ve bu nedenle anında özel hak ve ayrıcalıklarla donatılır.<ref>Richard Dawkins, Gen Bencildir</ref> |
|||
* Ben, evrim tabanında bir ahlak savunmuyorum. Ben, şeylerin nasıl evrildiklerini söylüyorum. [[İnsan]]lığın ahlaksal olarak nasıl olması gerektiğini söylemiyorum.<ref>Richard Dawkins, Gen Bencildir, 1976, s. 15</ref> |
|||
== [[Talmud]] == |
|||
* Eğer ben kendim için değilsem, kim olacaktır benim için? Ve eğer ben sadece kendim için isem, o halde ben kimim? Ve şimdi değilse, ne zaman?<ref>[http://www.jewishvirtuallibrary.org/jsource/biography/hillel.html Rabbi Hillel ve Şemmai Talmudu]</ref> |
|||
== [[Voltaire]] == |
|||
* [[İyi]] ahlak, [[insan]]lar arasında bir nezaket alışverişidir; bu alışverişte yer almayan değersizdir.<ref>Voltaire, Felsefe Sözlüğü, cilt I. s. 496</ref> |
|||
[[Dosya:Vahagn2.jpg|144pik|küçükresim|Ahlakın silicisi korkudur.<br>— [[Yalçın Küçük]]]] |
|||
== [[Yalçın Küçük]] == |
|||
* Taş’ın ahlakı yok. Hareket etmiyor. Faşizm ahlaksızlık’tır; hareketsizlik peşinde koşuyor. Faşizm, tarihin kaydettiği önceki dikta uygulamalarından, korkudan kaynaklanmasıyla ayrılıyor. Faşizmin terörü, kendisi terörize olmuş bir sınıfın, acımasızlık uygulamasıdır; faşizm, kendi içinde çelişkilerini erteleyerek hızını arttırmış bir iktidarın, iktidarını sallamış olanların hareketsizliğe boğma girişimi oluyor. Korkunun hareketsizliği doğurması en çok faşizmde var. Hain, korkak’tan çıkıyor; faşizm bir iç ihanet oluyor. Faşizm, egemen sınıfın kendi içinde ve birbirine karşı ihanetine dayanıyor. |
|||
* Ahlakın silicisi korkudur. [...] Açlık korkusu, işsizlik korkusu, hapis korkusu, savaş korkusu ve giderek ölüm korkusu hep bir ahlak silicisi işlevini üstleniyorlar. [...] İnsanımız çözülmeye yüz tuttu. 1970 yıllarının ikinci yarısında bir kuantum fizikçisinin objesi görünümündeydi; hareketliliğinden çıkan büyük enerjiyi iktidar perspektifine aktaramıyordu. Ölüm, işsizlik, hapis ve idam; bellekleri ve varolan ahlakı silici işlevini görüyordu. |
|||
== Kaynakça == |
== Kaynakça == |
||
{{Kaynakça}} |
{{Kaynakça}} |
||
{{Vikisöz |
{{Vikisöz bağlantıları}} |
||
[[Kategori:Erdemler]] |
|||
[[Kategori:Erdem]] |
09.37, 5 Temmuz 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z |
- Hayatın anlamı insanın doğasına saygı gösteren kişisel bir ahlâk geliştirmek ve bu ahlâkla yaşamaktır.
- Ahlak, kelimenin en geniş anlamıyla, canı olan her şeye karşı duyulan sorumluluk demektir.
- Otoriteye dayalı hiçbir ahlak sistemi oluşturulamaz, otorite tanrısal olsa bile.
- Belli bir dönemde, belli bir yerde ahlak nedir? O dönem ve o yerdeki çoğunluğun hoşuna ne gidiyorsa odur; ahlaksızlık da hoşlarına gitmeyendir.
- Öyleyse erdem, akla başvurarak tanımlanan ortanın içinde yer almakla ve seçimlerle ilgili bir karakter durumudur. Biri aşırılık, diğeri eksiklik olan iki kötülük arasındaki bir ortadır bu. Bir ortadır, çünkü kötülükler tutkularda ve eylemlerde doğru olana ya kısa, ya uzak düşerler. Oysa erdem arada olanı hem bulur hem de seçer.
- Hayvanların hakları olmadığı ve onlara davranışımızın ahlaken önemsiz olduğu iddiası Batı barbarlığının ve ilkelliğinin mükemmel bir örneğidir. Ahlakın yegane garantisi evrensel merhamettir.[1]
- Ereklerimizin nasıl bir niteliği olduğu istencimize bağlıdır; istencimizin nasıl bir niteliği olduğu da erdemimize bağlıdır, böylece doğru görüş (pratik bilgelik) de doğru olan ortayı bularak bu ereğe uymayı istence öğretir. Bundan dolayı etik erdem ile phronesis (pratik bilgelik y.n.) karşılıklı olarak birbirine bağlıdırlar. Etik erdem istence iyiye giden bir doğrultu verir, doğru görüş de bize hangi eylemin doğru olduğunu bildirir.[2]
- Hiçbir şey bilmeyen bilgisizdir ama bilip de susan ahlaksızdır.
- Ahlak değerlerinin öznelliğine ilişkin savlar nasıl çürütülebilir bilmiyorum, ama keyfi bir zalimliğin yanlış olmasının tek nedeninin bundan hoşlanmayışım olduğuna da kendimi inandıramıyorum.
- Ahlak, bireyin içindeki sürü içgüdüsüdür.
- Ahlak esasen toplumu çöküntüden kurtaracak ve toplumun muhafazasını sağlayacak bir araçtır.
- Despotlar., havanın ahlaklı olduğu bölgeleri severler.
- Ahlaksal olay yoktur, yalnızca olayların ahlaksal yorumu vardır.
- Ahlaki gerçekler diye bir şey yoktur.
- Ahlaklılık törelere itaat etmekten başka bir şey değildir (özellikle artık değildir), töreler ne tür olurlarsa olsunlar bu ilke değişmez; bununla birlikte töreler geleneksel tarzda davranmak ve değerlendirmelerde bulunmaktır. Geleneğin emretmediği şeylerde ahlak yoktur.
- Tan Kızıllığı, Madde 9
- Sadece gelenek olduğu için bir inanca bağlanmak... Bu elbette namussuz olmak, korkak olmak, tembel olmak demektir! — Öyleyse, ahlaklılığın ön koşuluna namussuzluk, korkaklık ve tembellik olmuyor mu?
- Tan Kızıllığı, Madde 101
- Bizler hayvanlara ahlâk sahibi varlıklar olarak bakmıyoruz. Ama sizce hayvanlar bizi ahlâklı varlıklar olarak görüyor mudur?
- Bir insanın ya da hayvanın ahlaki statüsünün o hayvan ya da insanı dünyaya getirenler tarafından belirlenemeyeceği gibi, ahlaki bir kavramın uygulanması da onu tasarlayanlar tarafından belirlenemez. Ahlaki haklar sadece onları tasarlayanlar için geçerli olsaydı, insanlığın büyük bir kısmı ahlaki topluluktan dışlanmış olurdu. Bugün anladığımız biçimiyle hak anlayışı, başlangıçta sadece varlıklı, beyaz, erkek toprak sahiplerinin çıkarlarını korumak amacıyla geliştirilmişti; aslında ahlaki kavramların pek çoğu tarihsel olarak ayrıcalıklı erkeklerin çıkarı için geliştirilmişti. Zamanla, eşit gözetilme ilkesi uyarınca benzer durumları benzer şekilde ele almamız gerektiğini kavradık ve hakları (ve diğer ahlaki kavramları) başka insanları da kapsayacak şekilde genişlettik. Eşit gözetilme ilkesi uyarınca bazı insanların başkalarının malı olmasının ahlaki açıdan kabul edilemez olduğuna karar verdik. Eşit gözetilme ilkesini hayvanlara da uygulayacak olursak, kaynak muamelesi görmeme hakkını hayvanlara da tanımamız gerekir.[3]
- Herkes ahlaklı olmayınca hiç kimse tümüyle ahlaklı olamaz.
- Her defasında insanlığa kendi kişinde olduğu kadar başkasının kişisinde de sırf araç olarak değil, aynı zamanda amaç olarak davranacak biçimde eylemde bulun.
- İki şey var ki, biz onlar hakkında daha sık ve daha düzenli kafa yordukça, ruhu hep artan bir hayranlık ve huşuyla dolduruyor: tepemizdeki yıldızlı gökyüzü ve içimizdeki ahlak yasası.
- Özgür bir isteme ile ahlak yasaları altında olan bir isteme aynı şeydir.[4]
- Doğa insanoğlunu iki egemen efendinin buyruğu altına sokmuştur: acının ve zevkin. Ne yapmamız gerektiği hakkında tek söz sahibi bu ikisidir.
- Öldürme dürtümüzün neredeyse her zaman ahlak kurallarıyla kontrol altında tutulduğu bellidir. Soru, onu neyin açığa çıkardığıdır.[5]
- Eylemler mutluluğu artırmaya yöneldiği ölçüde doğru, mutluluğun tersini üretmeye yöneldiği ölçüde yanlıştır.
- Altın kural iyi bir kıstastır ama ondan daha iyisi başkalarına kendilerine nasıl davranılmasını istiyorsa öyle davranmaktır.
- Belki de etik konusundaki en basit ve en önemli nokta bütünüyle mantıksaldır. Gerçekleri ortaya koyarak bunlardan nan totolojik ahlaki kurallar çıkarmanın olanaksızlığını kast ediyorum.
- Benim dinim, benim kişisel konumdur. O benim kişisel hayatımı, kişisel ahlakımı yönetir. Ve benim dinsel felsefem benimle inandığım Tanrı arasındadır; aynen diğerlerinin dinsel felsefesinin onlar ve Tanrı arasında olduğu gibi. Ve bu en iyi olan yoldur.
- İnsanı bütün diğer canlılardan ayıran özelliği, ne dili, ne düşünebilmesi, ne aklı, ne de ahlâkıdır. İnsan, üretici olduğu için bütün diğer canlılardan farklıdır/farklılaşmıştır. Dilinin hayvanlarınkine nazaran daha çok imge içermesi, daha derin ve soyut düşünebilmesi, ahlâk diye bir sorununun olması vb., doğanın doğallığının yanında, sonra ona zıt ve onu yok eden bir üretilmiş doğa kurmak zorunda kalmasından kaynaklanmıştır.
Üretim sayesinde insanlaşan; bölüşüm sayesinde siyasallaşan insan, iktisadı oluşturmakta geçiktiği ölçüde ahlakı soyutlaştırarak bir doktrin haline getirmiştir. Binlerce yıllık bir inceltme öyle bir boyuttadır ki, kökeninde iktisadın palyatifi bir bölüşüm ideolojisi bulunduğunu ayıklamak son derece güçleşmiştir…
Ahlâk ancak bireysel olabilir ve bölüşüm de iktisadın ve siyasetin sorunudur, işte yeni etika buralarda bir yerde oluşuyor.[6]
- İnsanlığın gerçek ahlâki sınavı, en temel sınavı; merhametine muhtaç olanlara yönelik davranışlarda belli ediyor kendini: hayvanlara. Ve bu açıdan insanlık büyük bir felaketin ızdırabını yaşıyor , öylesine derin bir felaket ki diğer bütün yıkımlarının kaynağı bu.[7]
- Güzel ahlak, dostluğu sağlamlaştırır.
- İmanı en üstün olanınız, en güzel ahlaklı olanınızdır.
- İnsanlar arasında ara bozma niyeti ile laf götürüp getirmek, insanlara hakaret etmek ve sövmek, kendi ırkını üstün görüp başka milletleri aşağı görmek... İşte bu 3 davranış, cehennemdedir. Bunlar, bir mü’minin ahlakında yer alamaz.
- İnsanların en hayırlısı ahlakı en güzel olanıdır.
- Kişinin kendi türünün üyelerinin başka türlerin üyelerine kıyasla özel ahlaksal değer hak ettikleri duygusu eski ve derindir. Savaş zamanı dışında, insan öldürmek genelde işlenebilecek en ciddi suçtur. Bizim kültürümüzde daha da şiddetle yasaklanmış bir tek şey var; o da insan yemek (ölmüş bile olsalar). Bununla birlikte, başka türlerin üyelerini yemekten hoşlanıyoruz. Birçoğumuz, canilere bile ölüm cezası uygulanması düşüncesinden iğrenirler; Öte yandan da, ılımlı 'hayvan zararlılarının' yargılanmaksızın vurulmasını neşeyle desteklerler. Aslında, diğer zararsız türlerin üyelerini zevk ve eğlence için öldürürüz. İnsansı duyguları bir amipten daha fazla olmayan bir insan dölütü, yetişkin bir şempanzeye gösterilenden çok daha ileri bir saygı ve koruma altındadır. Yine de, şempanzenin duyguları vardır, düşünür ve -son deneysel kanıtlara göre- bir çeşit insan dilini öğrenebilir. Dölüt ise kendi türümüze aittir ve bu nedenle anında özel hak ve ayrıcalıklarla donatılır.[8]
- Ben, evrim tabanında bir ahlak savunmuyorum. Ben, şeylerin nasıl evrildiklerini söylüyorum. İnsanlığın ahlaksal olarak nasıl olması gerektiğini söylemiyorum.[9]
- Eğer ben kendim için değilsem, kim olacaktır benim için? Ve eğer ben sadece kendim için isem, o halde ben kimim? Ve şimdi değilse, ne zaman?[10]
- Taş’ın ahlakı yok. Hareket etmiyor. Faşizm ahlaksızlık’tır; hareketsizlik peşinde koşuyor. Faşizm, tarihin kaydettiği önceki dikta uygulamalarından, korkudan kaynaklanmasıyla ayrılıyor. Faşizmin terörü, kendisi terörize olmuş bir sınıfın, acımasızlık uygulamasıdır; faşizm, kendi içinde çelişkilerini erteleyerek hızını arttırmış bir iktidarın, iktidarını sallamış olanların hareketsizliğe boğma girişimi oluyor. Korkunun hareketsizliği doğurması en çok faşizmde var. Hain, korkak’tan çıkıyor; faşizm bir iç ihanet oluyor. Faşizm, egemen sınıfın kendi içinde ve birbirine karşı ihanetine dayanıyor.
- Ahlakın silicisi korkudur. [...] Açlık korkusu, işsizlik korkusu, hapis korkusu, savaş korkusu ve giderek ölüm korkusu hep bir ahlak silicisi işlevini üstleniyorlar. [...] İnsanımız çözülmeye yüz tuttu. 1970 yıllarının ikinci yarısında bir kuantum fizikçisinin objesi görünümündeydi; hareketliliğinden çıkan büyük enerjiyi iktidar perspektifine aktaramıyordu. Ölüm, işsizlik, hapis ve idam; bellekleri ve varolan ahlakı silici işlevini görüyordu.
Kaynakça
[değiştir]- ↑ Arthur Schopenhauer, The Basis of Morality
- ↑ Bedia Akarsu, Ahlak Öğretileri, s. 116
- ↑ Gary L. Francione, Hayvan Haklarına Giriş - Çocuğunuz mu Köpeğiniz mi?, s.302
- ↑ Immanuel Kant, Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi, Çeviri: Ioanna Kuçuradi, Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, 1995, 2. Baskı, s. 65
- ↑ Jared Diamond, Üçüncü Şempanze: İnsan Türünün Evrimi ve Geleceği, Alfa Yay., s.342
- ↑ Doğu Batı, Mehmet Ali Kılıçbay, Economica’nın Dublörü Etika, s. 95
- ↑ drstevebest.wordpress.com
- ↑ Richard Dawkins, Gen Bencildir
- ↑ Richard Dawkins, Gen Bencildir, 1976, s. 15
- ↑ Rabbi Hillel ve Şemmai Talmudu
- ↑ Voltaire, Felsefe Sözlüğü, cilt I. s. 496
Kişiler | Atasözleri | Konular | Kitaplar | Hayali karakterler | Filmler | Diyaloglar | Belgeler | Duvar yazıları | Mesajlar | Gaflar | Sloganlar