İçeriğe atla

Tufandan Sonra (resim)

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Tufandan Sonra
Diğer adı: Kırk Birinci Gün,
İngilizce: After the Deluge
Sanatçı George Frederick Watts
Yıl 1886 (1886)1891 (1891)
Tür Yağlıboya
Boyutlar 142.2 cm × 111.8 cm (560 in × 440 in)
Konum Watts Gallery, Compton, Surrey, Birleşik Krallık
Koleksiyon Watts Gallery

Tufandan Sonra, ayrıca Kırk Birinci Gün olarak da bilinir,[1] İngiliz sanatçı George Frederick Watts'ın sembolist (simgeci) bir yağlı boya tablosudur, ilk olarak 1886'da, tamamlanmamış bir biçimde Güneş adıyla sergilenmiş ve ancak 1891'de tamamlanmıştır. Nuh'un Tufanı hikayesinden bir sahneyi gösterir; burada 40 günlük yağmurdan sonra Nuh, Gemisinin penceresini açıp yağmurun durduğunu görür.

Watts, ahlaki değerlerin eksikliğinden dolayı modern toplumun gerilediğini düşünüyordu ve sık sık Tufan ve dünyadan değersizleri temizlemesi konusunu işleyen eserler çizdi. Resim, bulutları delen parlak bir güneş patlamasının hakim olduğu, stilize bir deniz manzarası biçimindedir. Bu, Watts'ın daha önce 1878'de "Yunan Şiirinin Dehası" adlı eserinde tasvir ettiği bir tema olmasına rağmen, Tufandan Sonra'da kökten, farklı bir yaklaşım benimsedi. Bu resimde Tanrı'yı, yaratma eyleminde çağrıştırmayı amaçlamıştır.

Tamamlanmamış tablo, 1886'da Whitechapel'daki bir kilisede, bilinçli olarak The Sun (Güneş) adıyla basit bir başlık altında sergilendi. Watts, tablo üzerinde beş yıl daha çalıştı ve tamamlanmış versiyonu ilk kez 1891'de Yeni Galeri'de sergilendi. 1902 ile 1906 yılları arasında tablo Birleşik Krallık'ta sergilendi ve şu anda Surrey, Compton'daki Watts Gallery koleksiyonundadır. Watts, Tufandan Sonra'yı en önemli eserleri olarak gördüğü ulusal armağanlarına dahil etmediği için, daha iyi bilinen tabloları arasında değildir. Ancak, Watts'ın birçok sanatçı arkadaşı tarafından büyük beğeni toplamış ve ilk sergisini izleyen yirmi yılda, yaşayan diğer birçok ressam üzerinde etkili olmuştur.[2]

George Frederic Watts, y.1879

George Frederic Watts (1817–1904) 19. yüzyılın İngiliz sanatçılarından biriydi. Portreler, manzaralar ve İrlanda Kıtlığı veya hayvan zulmü gibi dönemin temalarını ve fikirlerini irdeleyen tablolar yaptı. Ayrıca karmaşık anlamları olan 'Sembolist' tablolar da yaptı.

George Frederic Watts, 1817'de Londra'da bir müzik aleti üreticisinin oğlu olarak doğdu.[3] İki erkek kardeşi 1823'te, annesi ise 1826'da öldü ve Watts'a hayatı boyunca sürecek bir ölüm takıntısı kazandırdı.[4] Watts, 10 yaşındayken bir heykeltıraşın çırağı oldu ve ergenliğinin ortalarında artık portre ressamı olarak geçimini sağlayacak kadar yetenekli bir sanatçı olmuştu. 18 yaşındayken Kraliyet Sanat Akademisi'ne kabul edildi, ancak onların yöntemlerinden hoşlanmadı ve katılımı aralıklıydı.[5] Watts, 1837'den itibaren kendini tam zamanlı olarak resme adadı.[6]

1842'de Kraliyet Güzel Sanatlar Komisyonu, Westminster'ın yeni sarayını dekore etmek için bir yarışma açtı. George, kazanan sanatçılardan biriydi ve ödül olarak 300 £ aldı.[7]

1843'te Watts, dört yıl kaldığı İtalya'ya gitti.[8] Watts, İtalya'da geçirdiği zamandan ve orada kaldığı süre boyunca gördüğü sanattan, büyük ölçüde ilham aldı. Bu, yetenekli bir ressam ve heykeltıraş olarak ünüyle birleşince ona 'İngiltere'nin Michelangelo'su' unvanını kazandırdı.[9]

Londra'ya döndüğünde melankoliden muzdarip oldu ve belirgin şekilde birçok kasvetli eserler üretti.[10] Yetenekleri geniş çapta övüldü ve 1856'da kendini portre resmine adamaya karar verdi.[11] Portreleri büyük ilgi gördü[11] ve 1867'de, o dönemde bir sanatçıya verilebilecek en yüksek onur olan Kraliyet Akademisi'ne seçildi,[8][a] ancak hızla hayal kırıklığına uğradı.[14] 1870'ten itibaren alegorik ve mitolojik konuların ressamı olarak tanındı;[8] bu zamana kadar dünyanın en saygın sanatçılarından biriydi.[15] 1881'de hafta sonları halka açık olan Little Holland House'daki evine cam çatılı bir galeri ekledi ve ününü daha da artırdı.[16]

Ön planda bir çok insan figürüyle güneş fırtınalı bir denizden yükseliyor.
George Frederic Watts'ın Kaos eseri (1882'de sergilendi)[b]

Tufandan Sonra, Nuh'un Tufanı hikayesinden bir sahneyi tasvir eder; bu sahnede Nuh, Gemi'nin penceresini açtığında kırk gün sonra yağmurun bittiğini, ancak tufan sularının henüz çekilmediğini görür.[20] Babasının katı Evanjelik Hristiyanlığı, Watts'a kurumsal dine karşı antipati aşılamış olsa da, İncil hakkında derin bir bilgisi vardı[3] ve Nuh ve Tufan, kariyeri boyunca düzenli olarak tasvir ettiği iki ana temaydı.[20]

Watts, modern toplumun ahlaki değerlerden çok, paraya ve servete öncelik verdiğine ve "bu tanrıya yapılan günlük fedakarlığın ikiyüzlü bir şekilde gizlenmesi"[21] olarak tanımladığı bu tutumun, toplumun çöküşüne yol açtığına dair bir inanca sahipti.[22] Surrey Üniversitesi'nden Hilary Underwood, Watts'ın muhtemelen Nuh temalı bu kadar çok eser çizmesinin nedeninin, ahlaki standartlara hala bağlı olanları korurken, yozlaşmış bir toplumun temizlenmesi kavramıyla, modern paralellikler görmesi olduğunu yazıyor.[20] Watts, 40 gün boyunca bulutlar tarafından gizlendikten sonra, güneş ışığının ilk kez görünür hale geldiği anı tasvir etmeyi seçti.[23]

Ve sular onuncu aya kadar durmadan azaldı; onuncu ayda, ayın birinci gününde, dağların tepeleri göründü. Ve kırk günün sonunda, Nuh yapmış olduğu geminin penceresini açtı.
Yaratılış 8:5–6

Işık ve Renk, J. M. W. Turner, 1843

Watts, sahneyi oldukça stilize edilmiş bir deniz manzarasıyla resmetti. Denizin üstünde parlak bir güneş patlaması var, güneş ışığı çevredeki bulutları aydınlatıyor ve parlak ışınlar tuvalin kenarlarının dışına yansıyor.[23] Watts'ın kompozisyonu, J. M. W. Turner'ın aynı konuyu ele aldığı 1843 tarihli Işık ve Renk (Goethe'nin Teorisi) - Tufandan Sonraki Sabah - Musa'nın Yaratılış Kitabını Yazması eserini, esas olarak parlak bir ışık çemberini tasvir etmesiyle yankılıyor. Ancak Turner'ın tablosu belirgin insan figürlerini tasvir ediyor ve Turner'ın hiçbir eseri Watts'ın kompozisyonu kadar saf soyut sanata yaklaşamamıştır.[20]

Kariyerinin bu aşamasında Watts, hayranlık uyandıran doğa olaylarını ve Tanrı'nın iradesini birbirine bağlayan resimleri düzenli olarak resmetti.[23] Güneş'e odaklanması, ona ilahi bir sembol olarak uzun süreli ilgisini yansıtır; y. 1865'te çizilen Nuh'un Kurbanı, Nuh'un ailesinin kurtuluşu için güneşe kurban vermesini anlatır.[20] Güneş'e olan bu ilgi muhtemelen Watts'ın mitolojideki güneş teorileri (Avrupa, Orta Doğu ve Güney Asya dinlerinin nihayetinde Güneş'e olan Proto-Hint-Avrupa tapınmasından türediğine dair inanç) hakkında kapsamlı yazılar yazmış olan, tanıdığı Max Müller'den kaynaklanıyordu.[20] Watts'ın ölümünden sonra, dul eşi Mary Seton Watts şunları yazdı:

Tufandan Sonra'ya bakan bir ziyaretçi, böyle bir renk şemasına Yaratıcı'nın figürünü dahil etmenin imkansız olmayacağını düşündüğünü belirtti. 'Ah hayır,' diye cevapladı Bay Watts. 'Ama resme bakanların kendileri için kavramasını istediğim şey tam olarak buydu. Yaratıcı'nın elinin ışık ve ısıyla hareket ederek yeniden yaratması. Güneşin bir portresini çizmeye çalışmadım -böyle bir şey çizilemez- ama sizi onun muazzam gücü fikriyle etkilemek istedim.'
—  Mary Seton Watts, y. 1910.[23]

Yunan Şiirinin Dehası, George Frederic Watts, 1878

Watts daha önce 1878 tarihli Yunan Şiirinin Dehası adlı eserinde düz bir denizin üzerinde turuncu bir güneş tasvir etmişti,[24][c] ancak Tufandan Sonra'nın teması ve kompozisyonu kökten farklıydı.[23] Yunan Şiirinin Dehası, insan formunda doğa güçlerini temsil eden figürlerin, Dehanın büyük merkezi figürü tarafından izlenirken, çalışıp oynadıkları panteizmi çağrıştırmak için tasarlanmıştı.[24] Tufandan Sonra, açıkça tek tanrılı bir imge olarak tasarlanmıştı. Hem tek ve her şeye muktedir Tanrı'nın yaratma eyleminde bulunmasının ihtişamını, hem de kurtarıcı merhametini çağrıştırıyordu.[23]

Tufan 1886'da Whitechapel'daki St Jude Kilisesi'nde Güneş adıyla tamamlanmamış bir biçimde sergilendikten sonra;[20][d] St Jude Kilisesi rahibi Samuel Barnett, yoksulların hayatlarına güzellik katmak amacıyla, doğu Londra'da yıllık sanat sergileri düzenledi;[27] Watts ile yakın bir ilişkisi vardı ve eserlerini düzenli olarak ödünç alarak, yerel sakinlere sergiledi.[27][e] Bu serginin ardından Watts, beş yıl daha resim üzerinde çalışmaya devam etti.[23]

Tamamlandıktan sonra

[değiştir | kaynağı değiştir]
Edvard Munch'ın Güneş tablosu, 1911

Tufandan Sonra'nın tamamlanmış hali 1891'de New Gallery'de sergilendi.[20] 1891'deki ve 1897'deki bir sergide, yine New Gallery'de, resmi açıklayan bir not (Watts tarafından yazıldığı düşünülüyor) eşlik etti:[23]

Işık ve ısının yüce bir gücü yeniden yaratmak için ortaya çıkar; karanlık kovulur; daha yüksek yasaya itaat eden sular çoktan buharlı sislere dönüşür ve yeryüzünden silinir.
—  Tufandan Sonra'ya eşlik eden not, New Galleries'deki sergilerine ilişkindir.[23][f]

Yükselen Güneş, Giuseppe Pellizza da Volpedo, 1904

Tablo, 1902 ile 1906 yılları arasında ülke çapında sergilendi, Cork, Edinburgh, Manchester ve Dublin'de ve Watts'ın Little Holland House'daki kendi galerisinde gösterildi.[1] 1904'te, Watts'ın aynı yılın ilerleyen zamanlarında, ölümünden kısa bir süre önce, Surrey, Compton'daki yeni açılan Watts Galerisi'ne aktarıldı.[1] Bundan iki yıl önce, Watts, eserlerinden birinde ilk kez doğrudan Tanrı'yı tasvir eden ve "var olan her şeyin örüldüğü büyük bir jest" olarak tanımladığı The Sower of the Systems ile yaratılış temasına geri dönmüştü.[29]

Watts hayatı boyunca manzara resimleri çizmiş olsa da, bu resimleri önemli eserler olarak görmedi ve 1886 ile 1902 yılları arasında halka açık sergilenmek üzere 23 en önemli portre dışı eserini bağışladığında, bunların arasına hiçbir manzara resmini dahil etmedi.[30][31][g] Tufandan Sonra,ülkeye yapılan bu bağışlar arasında yer almaması nedeniyle, Watts'ın birçok sanatçı arkadaşı tarafından büyük beğeni toplamasına rağmen, daha iyi bilinen eserleri arasında yer almadı.[2] Walter Bayes, 1907'de After the Deluge'ın "Bay Watts'ın adıyla ilişkilendirdiğimiz, kaba ve maddi olan her şeyin elendiği ve doğadaki en şiirsel unsurların bir tür yüceltilmesini sunan manzara türü" olduğunu yazdı.[33] Tamamlanmasından sonraki yirmi yılda Maurice Chabas, Giuseppe Pellizza da Volpedo ve Edvard Munch'un güneş resimleri de dahil olmak üzere birçok eserde etki bıraktığı belirtilmektedir.[2] Tufandan Sonra, günümüzde Watts Galerisi koleksiyonunda kalmaya devam etmektedir.[34][35]

  1. ^ Watts'ın zamanında, şövalyelik gibi onurlar yalnızca büyük kurumların başkanlarına verilirdi, bunun dışında en saygın sanatçılara bile verilmezdi.[12] 1885'te Watts'ın soyluluk mertebesine yükseltilmesi ciddi olarak düşünüldü; bu gerçekleşmiş olsaydı, bu şekilde onurlandırılan ilk sanatçı o olacaktı.[13]Aynı yıl, baronetlik teklifini reddetti.[8]
  2. ^ Chaos Watts'ın 1845'te Pisa Kulesi'nin tepesinden Carrara'daki Apuan Alpleri manzarasını resmettiği bir suluboya tablosuna dayanıyordu.[17][18] Dans eden kadınları tasvir eden Kaos'un sağ tarafı, başlangıçta Titanlar (1875'te sergilendi) adlı ayrı bir tabloydu.[19]
  3. ^ Watts, Halikarnas'ı ziyaret ettikten sonra 1856'da Yunan Şiirinin Dehası üzerinde çalışmaya başladı, ancak 1878'e kadar tamamlayamadı.[25]
  4. ^ Samuel ve Henrietta Barnett kendilerini 'medeniyet misyonerleri' olarak görüyorlardı[26] ve Whitechapel'da düzenledikleri sergiler özellikle eğitimsiz kişilere yönelikti. [27] Watts eserlerini bu sergilere verirken genellikle basitleştirilmiş başlıklar veriyordu.[23]
  5. ^ Barnett, St Jude'un ön cephesini Watts'ın Zaman, Ölüm ve Yargı tablosunun yer aldığı büyük bir mozaikle süsledi.[28]
  6. ^ Açıklayıcı metnin yazarı kaydedilmemiştir, ancak Watts tarafından yazıldığına inanılmaktadır.[23]
  7. ^ 1883'ten itibaren Watts önemli portre resimlerini Ulusal Portre Galerisi'ne bağışladı.[16] 1886'da o zamanlar en önemli olduğunu düşündüğü dokuz resmini Güney Kensington Müzesi'ne (şimdiki Victoria ve Albert Müzesi) bağışladı.[32] Son dokuz resim, dokuz diğer resimle birlikte 1897'de kurulduğunda yeni kurulan Ulusal Britanya Sanatı Galerisi'ne (daha sonra Tate Galerisi, şimdiki Tate Britain) verildi ve Watts daha sonra yaşamı boyunca beş eserini daha bağışladı.[30]Watts'ın Tate Galerisi'ne bağışladığı 23 eser şunlardır: The All Pervading, Chaos, Clytie, The Court of Death, Death Crowning Innocence, Dray Horses, Dweller in the Basement, Eve Repentant, Eve Tempted, Faith, For He Had Great Possessions, Hope, Jonah, Love and Death, Love and Life, Love Triumphant, Mammon, The Messenger, The Minotaur, She Shall Be Called Woman, Sic Transit, Spirit of Christianity and Time, Death and Judgement.[30]
  1. ^ a b c Bills & Bryant 2008, s. 233.
  2. ^ a b c Staley & Underwood 2006, s. 13.
  3. ^ a b Bills & Bryant 2008, s. 20.
  4. ^ Bills & Bryant 2008, s. 21.
  5. ^ Bills & Bryant 2008, s. 22.
  6. ^ Bills & Bryant 2008, s. 23.
  7. ^ Boase, T. S. R. (1 Temmuz 1954). "The Decoration of the New Palace of Westminster, 1841-1863". Journal of the Warburg and Courtauld Institutes. 17 (3-4): 319-358. doi:10.2307/750325. ISSN 0075-4390. 
  8. ^ a b c d Warner 1996, s. 238.
  9. ^ "George Frederic Watts". Watts Gallery and Artists' Village (İngilizce). 15 Haziran 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2024. 
  10. ^ Bills & Bryant 2008, s. 29.
  11. ^ a b Bills & Bryant 2008, s. 33.
  12. ^ Robinson 2007, s. 135.
  13. ^ Tromans 2011, s. 69.
  14. ^ Bills & Bryant 2008, s. 40.
  15. ^ Bills & Bryant 2008, s. xi.
  16. ^ a b Bills & Bryant 2008, s. 42.
  17. ^ Staley & Underwood 2006, s. 19.
  18. ^ Staley & Underwood 2006, s. 31.
  19. ^ Bills & Bryant 2008, s. 190.
  20. ^ a b c d e f g h Staley & Underwood 2006, s. 44.
  21. ^ Bills & Bryant 2008, s. 232.
  22. ^ Bills & Bryant 2008, s. 230.
  23. ^ a b c d e f g h i j k Bills & Bryant 2008, s. 234.
  24. ^ a b Bills & Bryant 2008, s. 198.
  25. ^ Bills & Bryant 2008, s. 196.
  26. ^ Tromans 2011, s. 24.
  27. ^ a b c Tromans 2011, s. 23.
  28. ^ Tromans 2011, ss. 23–24.
  29. ^ Warner 1996, s. 136.
  30. ^ a b c Bills 2011, s. 44.
  31. ^ Staley & Underwood 2006, s. 12–13.
  32. ^ Tromans 2011, s. 22.
  33. ^ Bayes 1907, s. xi.
  34. ^ "After the Deluge". Art UK. 3 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2016. 
  35. ^ "After the Deluge". watts-col. 15 Haziran 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2024. 
  • Bayes, Walter (1907), The Landscapes of George Frederic Watts, Londra: George Newnes Ltd, OCLC 1862135 
  • Bills, Mark (2011), Painting for the Nation: G. F. Watts at the Tate, Compton, Surrey: Watts Gallery, ISBN 978-0-9561022-5-6 
  • Bills, Mark; Bryant, Barbara (2008), G. F. Watts: Victorian Visionary, New Haven, CT: Yale University Press, ISBN 978-0-300-15294-4 
  • Robinson, Leonard (2007), William Etty: The Life and Art, Jefferson, NC: McFarland & Company, ISBN 978-0-7864-2531-0, OCLC 751047871 
  • Staley, Allen; Underwood, Hilary (2006), Painting the Cosmos: Landscapes by G. F. Watts, Compton, Surrey: Watts Gallery, ISBN 0-9548230-5-2 
  • Tromans, Nicholas (2011), Hope: The Life and Times of a Victorian Icon, Compton, Surrey: Watts Gallery, ISBN 978-0-9561022-7-0 
  • Warner, Malcolm (1996). The Victorians: British Painting 1837–1901. Washington, D.C.: National Gallery of Art. ISBN 978-0-8109-6342-9. OCLC 59600277. 

Dış bağlantılar

[değiştir | kaynağı değiştir]