Bu derlemede gazeteciliği tanımlamanın ve icra etmenin farklı biçimlerine odaklanmak; yeni mecral... more Bu derlemede gazeteciliği tanımlamanın ve icra etmenin farklı biçimlerine odaklanmak; yeni mecraların, deneyimlerin ve olanakların izini sürmek istedik. Bu doğrultuda, dünya genelinde otoriterleşme eğiliminin yükselişi karşısında bir demokrasi cephesi olarak gördüğümüz “yeni gazetecilik” kavramını çeşitli boyutlarıyla tartışmaya açtık. Bizim için “yeni gazetecilik”, profesyonellik göndermesi yapmaktan ziyade emeğin ve ürünün niteliğine odaklanan bir kavram. Çoklu/karşı kamuları süreçlere dâhil eden, çoğulcu, dayanışmacı, katılımcı, ticari olmayan ya da sosyal girişimci, anti-kapitalist, karşı-hegemonik ve belki de en önemlisi rizomatik bir pratiği ifade etmektedir. Bu pratikte geleneksel hiyerarşik haber merkezi yapılanması yerini, heterarşik bir iç içe geçmeyle oluşan yarı kurumsal ve bireylerin öne çıktığı, takipçilerin müdahalesine olanak tanıyan, haberin üretimine ve dağıtımına/paylaşımına odaklı ağlaşmış bir haber merkezine bırakmaktadır. Yeni gazetecilik tartışması ayrıca yalan haberin, propagandanın, ideolojik mücadele çerçevesine hapsolmuş hakikatin gerçekliğine dair sorgulamaları da kapsamaktadır. Bu doğrultuda bu pratiğe dâhil olanların, sürekli akış ve içerik bombardımanını takip edip anlamlandırabilmesi için teknolojik ve dijital beceriler haricinde temel bir eleştirel okuryazarlığa da sahip olması gerekmektedir. Güncel gazetecilik çalışmaları ve uygulamalarına bakıldığında, hem akademisyenlerin hem de uygulayıcıların, ürettikleri içeriklerde üzerinde durduğumuz "yeni gazetecilik" kavramsallaştırmasını benimsedikleri, ancak gelişmekte olan bu çalışma alanına dair net bir tanımlama yapmadıkları görülmektedir. “Yeni Gazetecilik. Mecralar, deneyimler, olanaklar” isimli çalışmamız, Türkçe literatürde bu yeni kavramsal çerçevenin oluşturulması için bir giriş çalışması niteliğindedir.
Citizen Journalism: A Dilemma for Professional Journalists , 2019
Many professional journalists who used to work for mainstream media organisations but had to leav... more Many professional journalists who used to work for mainstream media organisations but had to leave their work for various reasons and become activists can present themselves only as part of the new media initiatives, where they build solidarity and cooperation with other citizens and/or alternative media platforms. Some of these journalists have established "hybrid" alternative media platforms where professionals and citizens work together. Few of them still make effort to write as individual journalists using their personal accounts on the social media. Within this framework, the questions on journalism in Turkey become significant. One of the first questions that come to mind is whether journalism is going to turn into a public relations effort that operates within the comfort zone and under the auspices of pro-governmental business owners; or will it remain a profession that is based on free expression and a citizen’s right to be informed, despite all kinds of threats and pressure, present on all the available platforms? Can it operate in “survival mode” with reference to the professional codes of its last 100 years, updated through a focus on human rights, inclusiveness and interactivity? In order to answer this challenging question, the present research submits that the perception of and attitude to their own profession among professional journalists must first be measured. Surveys conducted through face-to-face interviews and telephone interviews with 306 professional journalists living in Turkey have sought by eliciting quantitative data to understand these journalists' perception of the new media and new journalistic platforms as well as their affinity with citizen journalism. We believe that the findings of this research could contribute to the efforts to understand the transformation of journalism a profession where political and commercial threats are increasing day by day. Analysis with similar surveys that approach the future of journalism by devising new ways of collaboration between professional journalists and citizens, combined with new technology-based media platforms, could teach us more about the magnitude of the transformation on a glocal level.
İfade özgürlüğü haklarını gazetecilik yoluyla kullanan kişilerin, işlerini hiçbir kısıtlama olmak... more İfade özgürlüğü haklarını gazetecilik yoluyla kullanan kişilerin, işlerini hiçbir kısıtlama olmaksızın yapabilmeleri gerekir. Buna rağmen gazeteciler, sürekli olarak şiddet ve tehditlerin hedefi olmakta. Küreselleşme ve dijitalleşme çağında ise hiçbir tarafın, gazeteciliği ve ifade özgürlüğünü koruma sorumluluğunu tek başına taşıması mümkün değil. Dolayısıyla, söz konusu sorumluluğun hem ulusal hem de küresel düzeyde devlet, mahkemeler, medya şirketleri, gazetecilik örgütleri ve STK’ler ile sivil toplum tarafından ortak olarak üstlenilmesi gerekir. Gazeteciliği korumaya yönelik ortak çabaları desteklemek için, araştırmaya dayalı bilgiye artan bir gereksinim bulunuyor. İşte bu gereksinimin varlığını kabul eden elinizdeki yayının amacı da, gazetecilerin güvenliğini bir araştırma alanı olarak vurgulamak ve güçlendirmek, dünya çapında katılımı teşvik etmek ve hem daha fazla diyaloğa hem de yeni araştırma girişimlerine ilham vermek. Kitaptaki katkılar, hem ampirik hem de teorik araştırmalar üzerine farklı perspektifleri temsil ettiği gibi, nicel ve nitel anlamda bilgiye dayandırılmış pek çok içgörü de sunuyor. Makaleler, yeni ve önemli bir disiplinlerarası araştırma alanının bilfiil ortaya çıktığını ve aslında temel meselenin aynı kaldığını gösteriyor: Gazetecilere yönelik şiddet ve tehditler ifade özgürlüğüne yönelik bir saldırı teşkil etmeyi sürdürüyor.
Bu çalışma, Türkiye’deki profesyonel gazetecilerin yurttaş gazetecilik kavramını nasıl anladıklar... more Bu çalışma, Türkiye’deki profesyonel gazetecilerin yurttaş gazetecilik kavramını nasıl anladıkları ve bu kavramın geleceği ile kendi meslekleri arasında ne tür bir ilişki kurduklarını anlamaya odaklanıyor. 6 ilde 306 profesyonel gazeteci ile görüşülerek yapılan bu araştırmanın sadece Türkiye’de değil dünyada da çok tartışılan yurttaş haberciliği pratikleri tartışmalarına somut verilerle katkı sağlamasını ümit ediyoruz.
Elinizdeki kitapta Panoptikon’u çağdaş bir sorunsal olarak ele alan 6 makale yer alıyor. EEMKON 2... more Elinizdeki kitapta Panoptikon’u çağdaş bir sorunsal olarak ele alan 6 makale yer alıyor. EEMKON 2015 Kongresi’nin “Kent ve Elektrik Sempozyumu” kapsamında yer alan “Gözetim Toplumu: Panoptikon” oturumunun ilgiyle karşılanması, bizlere bu konunun ayrı bir yayın olarak ele alınması gerektiğini gösterdi. ................................................. Panoptikon: Gözetim Toplumu
Finans Kapitalizminin İçselleştirilmiş Mantığı Olarak Gözetim Ali Ergur
Gözetimin Toplumsal Meşruiyeti Sevgi Kesim Güven
Alternatif Medya ve Anti-Gözetim Bora Ataman - Barış Çoban
Panoptisizm ve Sanat Görkem Kutluer
Dijital Gözetime Karşı Savunma Rehberleri: Neden İhtiyacımız Var ? Nasıl Daha İyi Kullanılabilirler? Ahmet A. Sabancı
This book examines the increased utilization of social media in daily life and its impact on soci... more This book examines the increased utilization of social media in daily life and its impact on social movements. The contributors analyze “social media revolutions” such as the Arab Spring, the 15-M movement in Spain, the Occupy Nigeria movement, and the Occupy Gezi movement in Turkey. The contributors to this collection—academics, researchers, and activists—implement diverse methodological approaches, both descriptive and quantitative, to cut across various disciplines, including communication and media studies, cultural studies, politics, sociology, and education.
Kafka Kitap - Alternatif Medya ve Toplumsal Hareketler Serisi, Jun 1, 2015
Alternatif medya çalışmaları dünyada daha çok yenisi ve eskisiyle toplumsal hareket çalışmalarınd... more Alternatif medya çalışmaları dünyada daha çok yenisi ve eskisiyle toplumsal hareket çalışmalarından beslenen özerk bir medya çalışmaları alanıdır ve ülkemizde - yaklaşık 30 yıllık bir gecikmeyle - ancak yeni yeni bu yönde kurucu bir hareketlilikten söz edilebilir. 2013 Haziranı bu yöndeki gelişimi ivmelendirmiştir. Gerçek ve sanal ağların üst üste binerek melezleştirdiği karşıt-kamusal alanlarda bir araya gelen yurttaşların kent meydanına akarak gerçekleştirdiği işgal, Gezi Direnişi’nin de içinde yer aldığı çağdaş toplumsal hareketlere ait karakteristik bir özellik.
İşgal edilen kentsel mekan ile siber uzamın özerk bölgeleri arasındaki sınırların giderek muğlaklaştığı Web 2.0 sonrası dönemin bu kendine özgü radikalliği, başta iletişim bilimciler olmak üzere sosyal bilimlerin dikkatini alternatif (yeni) medyaya çekmiştir. Dolayısıyla alternatif medya çalışmalarının bugüne dek pek gelişemediği ülkemiz, alternatif yeni medya çalışmaları açısından farklı bir gelecek vaat etmektedir. Nihayet bu kitabın başlıca amacı alanın Türkiye’deki gelişimine katkı sağlamaktır.Kitaptaki makalelerin yarısı Gezi Direnişi’ni alternatif medya perspektifiyle ele alan çalışmalar. Kitap Gezi Medyası, Alternatif Gazetecilik/Dergicilik ve Alternatif Medya/Alternatif Kültür başlıklı üç bölümden oluşuyor. Direniş sosyal bilimler alanını öyle etkiledi ki bugün Gezi’yi anmadan toplumsal hareketler ve alternatif medya çalışması yapmak imkânsız hale gelmiştir.
Tabii bu yaklaşım bizim isyankâr iyimserliğimizden de kaynaklanıyor olabilir. Neyin doğru olduğunu nasıl olsa gelecek gösterecektir…
The so-called “Arab Spring”, recent social movements in the
Arab world, which can also be descri... more The so-called “Arab Spring”, recent social movements in the
Arab world, which can also be described as the “return of the oppressed”,
have attracted international attention on the Middle East
and Arab world. The Middle East, North Africa and Turkey have
been profoundly affected by this political and social metamorphosis.
The geography of the Arab world is in a process of metamorphosis
and consequently traditional structure of the Arab world, its
power structure, power relations, politics and social relations have
been fluctuated by rebellious people. In fact, “All that is solid melts
into air”, this expression summarizes clearly what is happening in
the Middle East and North Africa. The possible outcomes and/or
result of this ongoing process are vague, and it needs to be discussed
with its all aspects.
As a result, our focus is on “metamorphosis” of the Middle
East and the Arab world, since it simultaneously means “metamorphosis”
of the world. This book aims to address and discuss
transformation and subsequent reformation of societies and changes
in the social and political geographies of the Middle East and
North Africa from past to present with a multi-voice and multilayer
approach.
Dünyanın üzerinde bir hayalet geziniyor… sosyal medyanın hayaleti. Bu hayalet yeni bir dünyanın d... more Dünyanın üzerinde bir hayalet geziniyor… sosyal medyanın hayaleti. Bu hayalet yeni bir dünyanın dilini konuşuyor ve sanaldan gerçeğe tüm sokaklarda artık bu dil konuşuluyor.
Su Yayınları tarafından yayınlanan Barış Çoban'ın hazırladığı "Tarih – Ütopya – İsyan ŞEYH BEDRED... more Su Yayınları tarafından yayınlanan Barış Çoban'ın hazırladığı "Tarih – Ütopya – İsyan ŞEYH BEDREDDİN" isimli kitapta Şeyh Bedreddinle ilgili birçok yazarın araştırma ve değerlendirmeleri yer alıyor. Kitapta yer alan yazarlar; Ernst Werner, Hikmet Kıvılcımlı, Nedim Gürsel, Ali Yaman, İsmail Kaygusuz, Yağmur Say ve Barış Çoban. Bu yazarların Şeyh Bedreddin üzerine yazdığı birbirinden farklı düşünceleri okudukça insan birden fazla Şeyh Bedreddin varmış gibi düşünüyor, çünkü her yazar kendi çerçevesinden bakıyor bir insana ve bir döneme...
İntihar Üzerine – Karl Marx
Derleyenler: Barış Çoban – Zeynep Özarslan
YeniHayat Kütüphanesi, 2... more İntihar Üzerine – Karl Marx
Derleyenler: Barış Çoban – Zeynep Özarslan
YeniHayat Kütüphanesi, 2006, 93 sayfa
Karl Marx’ın, Peuchet’in, Polis Şefi Anıları’ndan alıntılarla yazdığı “İntihar Üzerine” adlı metin ve bu metin üzerine değerlendirmelerden oluşan bir kitap. İntihar, toplumsal koşullar ve ilişkiler bağlamında ele alınıyor. Burjuva düzeninin ve feodal yapının intiharı nasıl tetiklediği anlatılıyor. Kitaptan alıntılar:
“İnsanlar intiharı Tanrısal iradenin çiğnenmesi olarak görürler, ama intiharın varlığı kendi başına tanrının çözümlenemez iradesine karşı açık bir protestodur.”(s.11)
“Peuchet, Rousseau’dan alıntılayarak, modern toplumun vahşi hayvanların yaşadığı bir çöl olduğunu yazar.”(s.39)
“İntihar insanın kendi varoluşu üzerine söyleyebildiği son sözdür.”(s.64)
“Kendi gerçekliği üzerine düşünme yeteneğini kaybeden ve sorgulayamayan insanların varlıklarını sorgulamaları sözkonusu olmadığı için toplumsal bağlamda muhalefet etmeleri engellenir.”(s.65)
“Din yapılan eylemi meşrulaştıracak araçları sağladığı için eylemcinin yapacaklarını sorgulamasına gerek yoktur, dinsel emirlerin sorgulanmazlığı eylemin acımasızlığının görülmesini engeller.”(s.92)
Editör Barış Çoban Zeynep Özarslan
Yazar TEUN VAN DIJK NORMAN FAIRCLOUGH STUART HALL JOHN WILSON... more Editör Barış Çoban Zeynep Özarslan Yazar TEUN VAN DIJK NORMAN FAIRCLOUGH STUART HALL JOHN WILSON Sera Mills Phil Graham Marina Camargo Heck Leyla Ilgın Söylem ve ideoloji arasındaki ilişki üzerine odaklanmak, bu bağlamda güncel toplumsal yaşamın dinamiklerini anlama ve toplumsal pratikleri anlamlandırma sürecini anlatır. Toplumun söylemi, içinde yaşanılan dönemi üretim biçiminin, üretim ilişkilerinin, ideoloji ve diğer kültürel pratiklerin izlerini taşır. Toplumsal söylemi çözümlemek bu anlamda toplumu çözümlemektir. Elinizdeki bu çalışma bize bu konuda gerçekten yardımcı olacak nitelikte. Ayrıca yaklaşım olara dil ve söylemin çözümlenmesinde filologların titiz yöntemlerinin ağırlıklı olarak kullanılması da metinleri biz sosyal bilimciler için ilgi çekici kılıyor. Prof. Ünsal Oskay
"Dünyada küreselleşme karşıtı hareketin yükselişiyle beraber, muhalefet etme biçimleri dönüşüm ge... more "Dünyada küreselleşme karşıtı hareketin yükselişiyle beraber, muhalefet etme biçimleri dönüşüm geçirmektedir. Yeni toplumsal hareketlerin ortay çıkışı yeni "söylem" ve "eylem" biçimlerini de beraberinde getirmiştir, bu anlamda toplumsal muhalefet, yeni siyaset biçimlerini kullanıma sunmuş ve yeni iletişimsel olanaklarla da kitlesel anlamda etkili bir güce dönüşmüştür. Bu kitap çalışması "yeni toplumsal hareketler"i farklı açılardan inceleyen, eleştiren düşüncelerin bir araya getirildiği bir seçkidir."
Modern iktidarın anlaşılması bağlamında, Bentham’ın “Panoptikon”u oldukça önemli bir metindir. Ta... more Modern iktidarın anlaşılması bağlamında, Bentham’ın “Panoptikon”u oldukça önemli bir metindir. Tarihsel olarak, tanrı ya da tanrı-kralların, “kutsal” iktidarların toplum üzerindeki denetiminin göstergesi olan “göz”, panoptikon ile birlikte dindışı, kutsal olmayan iktidarın yeni iktidar biçimiyle birlikte yeryüzüne inmiştir. Kapitalist iktidar toplumsal denetimin sağlanması sürecinde “göz”ü aşırı bir biçimde vurgulamıştır, görünmeden gören iktidar ile toplumun bilinçyapısını “göz”ün baskısıyla tahakküm altına alınır. Michel Foucault’un “Hapishanenin Doğuşu” (Discipline and Punishment) adlı çalışması Bentham’ın “Panoptikon”u üzerine kuruludur. Bentham’ın metni, kapitalizm ile birlikte toplumsal iktidarın geçirdiği yapısal dönüşüme gönderme yapmaktadır. Kapitalist iktidar biçimlerinin anlaşılması bakımından panoptik yapı oldukça önemlidir. Gözetim iktidarın temel denetim biçimlerinden birisi haline gelirken, “göz” önemli bir iktidar organına dönüşmüştür. “İktidarın gözü” yaşamı bir hapishaneye dönüştürür. Özellikle, üretim süreçlerinde işçilerin denetim altına alınması ve sonrasında tüm yaşam alanlarının iktidarın gözü için görünür kılınır. Küresel kapitalizm yeni teknolojilerin, özellikle de iletişim teknolojilerini kullanarak toplumsal denetimi sağlanmaktadır. “Gözün iktidarı” küreselleşmekte ve toplumsal özgürlükleri yokederek, baskıcı gözetim toplumunu yerel iktidarların yardımıyla yeniden-biçimlendirmektedir. Küresel panoptikon, yeni emperyal iktidarın “yeni dünya düzeni”dir. Toplumlar, küreselleşme süreci ile birlikte, “gözün iktidarı” tarafından teslim alınmıştır, başka bir deyişle herkes “gözaltına” alınmıştır. Küresel iktidarın teknolojik gözü toplumları tehdit olarak tanımlamakta ve tüm dünya yeni iletişim ve savaş teknolojilerinin kullanımıyla yüksek güvenlikli bir hapishaneye dönüştürülmektedir. Küresel panoptikon, iktidarın toplumları mahkum ettiği kara-ütopyadır. Toplumsal özgürlük ise halen bir ütopyadır, “göz” iktidardan arınıp özgürlük ve eşitlikçi bir toplumun düşünü görmedikçe, iktidarın organı olarak özgürlüğü tehdit etmeye devam edecektir.
Medya egemen ideolojinin bir aygıtı olarak, milliyetçiliği yeniden-üretirken söylemsel şiddeti yo... more Medya egemen ideolojinin bir aygıtı olarak, milliyetçiliği yeniden-üretirken söylemsel şiddeti yoğun olarak kullanmaktadır ve iktidarın tehdit olarak gördüğü “öteki”leri toplumsal sorunların nedeni olarak göstermektedir. Medya söylemsel şiddeti kullanarak toplumsal öfke, nefret duygularını üretir ve “öteki”lere karşı yöneltmesine neden olur, toplumsal söylemi şiddet içeren, faşizan bir yapılanım içersine sokar, toplumsal pratiklerinde belirleyicisi olan toplumsal söylemin şiddet içeren bir biçim alması, toplumsal pratiklerinde şiddet içeren bir hale gelmesini beraberinde getirir.
Egemen iktidar, “makbul vatandaş” olarak tanımladığı kitlelerin yardımıyla, daha doğrusu suç orta... more Egemen iktidar, “makbul vatandaş” olarak tanımladığı kitlelerin yardımıyla, daha doğrusu suç ortaklığıyla şiddeti gündelik yaşam alanındaki söylem ve pratiklerde sıradanlaştırarak yeniden-üretir. Bu süreçte, toplumsal bilinçyapısı faşizan bir biçimde yapılandırılır; sıradan insan farklı düşünenlerden, farklı din ve etnisiteden olanlardan, farklı cinsel eğilime sahip olanlardan, kısaca “öteki”lerden korkar, nefret eder ve söylemsel, eylemsel şiddeti kullanarak iktidarın kendi varoluşunu tehdit ettiğini bilincine yerleştirdiği bu unsurardan kurtulmak ister.
Toplumlar, kendilerini iktidarların baskısından kurtararak, demokratik ve özgür bir toplum kurgusunu gerçekleştirerek barış içersinde yaşayabilirler. Toplumların özgürleşmesi uzun bir süreçtir, bu nedenle barışçı demokratik iletişimin yaratılması ilk adımlardandır. Ezilen tüm toplumsal grupların kendilerini ifade edeceği demokratik iletişimin yaratılmasında alternatif medyaya ve barış medyasına büyük bir görev düşer. Sonuç olarak, güçlü muhalif toplumsal bir örgütlenmenin desteğindeki barış medyası toplumsal bellekte barışa, eşitliğe, kardeşliğe ilişkin imgeleri vurgulayarak, barışçı bir toplumsal kültürün oluşturulmasına ve özgür bir geleceğin yaratılmasına katkı sunabilir.
This article focuses on the Independent Communication Network (BIA) as an instance of alternative... more This article focuses on the Independent Communication Network (BIA) as an instance of alternative media in Turkey. Throughout the study we define “alternative” media as non-dominant, counter-hegemonic media that prioritizes its distinct relationship with its audience. We report research based on in-depth interviews with the producers of the network’s online site “BIANET news” combined with focus group studies with communication students and women activists that are identified as the main audience segments of BIANET news by the newsmakers. By focusing on the agents of both production and reception, this research enables us to examine participation and its form at both ends and to expound the problems of the conditions under which the user/audience can become the producer in Turkey.
Dünyanın üzerinde bir hayalet geziniyor… sosyal medyanın hayaleti. Bu hayalet yeni bir dünyanın d... more Dünyanın üzerinde bir hayalet geziniyor… sosyal medyanın hayaleti. Bu hayalet yeni bir dünyanın dilini konuşuyor ve sanaldan gerçeğe tüm sokaklarda artık bu dil konuşuluyor.
Coban, Baris (Dogus Author) -- Conference full title: (Re)Making and Undoing of Peace/Conflict: 3... more Coban, Baris (Dogus Author) -- Conference full title: (Re)Making and Undoing of Peace/Conflict: 3th International Conference in Communication and Media Studies, North Cyprus: Eastern Mediterranean University, 2012.
Bu derlemede gazeteciliği tanımlamanın ve icra etmenin farklı biçimlerine odaklanmak; yeni mecral... more Bu derlemede gazeteciliği tanımlamanın ve icra etmenin farklı biçimlerine odaklanmak; yeni mecraların, deneyimlerin ve olanakların izini sürmek istedik. Bu doğrultuda, dünya genelinde otoriterleşme eğiliminin yükselişi karşısında bir demokrasi cephesi olarak gördüğümüz “yeni gazetecilik” kavramını çeşitli boyutlarıyla tartışmaya açtık. Bizim için “yeni gazetecilik”, profesyonellik göndermesi yapmaktan ziyade emeğin ve ürünün niteliğine odaklanan bir kavram. Çoklu/karşı kamuları süreçlere dâhil eden, çoğulcu, dayanışmacı, katılımcı, ticari olmayan ya da sosyal girişimci, anti-kapitalist, karşı-hegemonik ve belki de en önemlisi rizomatik bir pratiği ifade etmektedir. Bu pratikte geleneksel hiyerarşik haber merkezi yapılanması yerini, heterarşik bir iç içe geçmeyle oluşan yarı kurumsal ve bireylerin öne çıktığı, takipçilerin müdahalesine olanak tanıyan, haberin üretimine ve dağıtımına/paylaşımına odaklı ağlaşmış bir haber merkezine bırakmaktadır. Yeni gazetecilik tartışması ayrıca yalan haberin, propagandanın, ideolojik mücadele çerçevesine hapsolmuş hakikatin gerçekliğine dair sorgulamaları da kapsamaktadır. Bu doğrultuda bu pratiğe dâhil olanların, sürekli akış ve içerik bombardımanını takip edip anlamlandırabilmesi için teknolojik ve dijital beceriler haricinde temel bir eleştirel okuryazarlığa da sahip olması gerekmektedir. Güncel gazetecilik çalışmaları ve uygulamalarına bakıldığında, hem akademisyenlerin hem de uygulayıcıların, ürettikleri içeriklerde üzerinde durduğumuz "yeni gazetecilik" kavramsallaştırmasını benimsedikleri, ancak gelişmekte olan bu çalışma alanına dair net bir tanımlama yapmadıkları görülmektedir. “Yeni Gazetecilik. Mecralar, deneyimler, olanaklar” isimli çalışmamız, Türkçe literatürde bu yeni kavramsal çerçevenin oluşturulması için bir giriş çalışması niteliğindedir.
Citizen Journalism: A Dilemma for Professional Journalists , 2019
Many professional journalists who used to work for mainstream media organisations but had to leav... more Many professional journalists who used to work for mainstream media organisations but had to leave their work for various reasons and become activists can present themselves only as part of the new media initiatives, where they build solidarity and cooperation with other citizens and/or alternative media platforms. Some of these journalists have established "hybrid" alternative media platforms where professionals and citizens work together. Few of them still make effort to write as individual journalists using their personal accounts on the social media. Within this framework, the questions on journalism in Turkey become significant. One of the first questions that come to mind is whether journalism is going to turn into a public relations effort that operates within the comfort zone and under the auspices of pro-governmental business owners; or will it remain a profession that is based on free expression and a citizen’s right to be informed, despite all kinds of threats and pressure, present on all the available platforms? Can it operate in “survival mode” with reference to the professional codes of its last 100 years, updated through a focus on human rights, inclusiveness and interactivity? In order to answer this challenging question, the present research submits that the perception of and attitude to their own profession among professional journalists must first be measured. Surveys conducted through face-to-face interviews and telephone interviews with 306 professional journalists living in Turkey have sought by eliciting quantitative data to understand these journalists' perception of the new media and new journalistic platforms as well as their affinity with citizen journalism. We believe that the findings of this research could contribute to the efforts to understand the transformation of journalism a profession where political and commercial threats are increasing day by day. Analysis with similar surveys that approach the future of journalism by devising new ways of collaboration between professional journalists and citizens, combined with new technology-based media platforms, could teach us more about the magnitude of the transformation on a glocal level.
İfade özgürlüğü haklarını gazetecilik yoluyla kullanan kişilerin, işlerini hiçbir kısıtlama olmak... more İfade özgürlüğü haklarını gazetecilik yoluyla kullanan kişilerin, işlerini hiçbir kısıtlama olmaksızın yapabilmeleri gerekir. Buna rağmen gazeteciler, sürekli olarak şiddet ve tehditlerin hedefi olmakta. Küreselleşme ve dijitalleşme çağında ise hiçbir tarafın, gazeteciliği ve ifade özgürlüğünü koruma sorumluluğunu tek başına taşıması mümkün değil. Dolayısıyla, söz konusu sorumluluğun hem ulusal hem de küresel düzeyde devlet, mahkemeler, medya şirketleri, gazetecilik örgütleri ve STK’ler ile sivil toplum tarafından ortak olarak üstlenilmesi gerekir. Gazeteciliği korumaya yönelik ortak çabaları desteklemek için, araştırmaya dayalı bilgiye artan bir gereksinim bulunuyor. İşte bu gereksinimin varlığını kabul eden elinizdeki yayının amacı da, gazetecilerin güvenliğini bir araştırma alanı olarak vurgulamak ve güçlendirmek, dünya çapında katılımı teşvik etmek ve hem daha fazla diyaloğa hem de yeni araştırma girişimlerine ilham vermek. Kitaptaki katkılar, hem ampirik hem de teorik araştırmalar üzerine farklı perspektifleri temsil ettiği gibi, nicel ve nitel anlamda bilgiye dayandırılmış pek çok içgörü de sunuyor. Makaleler, yeni ve önemli bir disiplinlerarası araştırma alanının bilfiil ortaya çıktığını ve aslında temel meselenin aynı kaldığını gösteriyor: Gazetecilere yönelik şiddet ve tehditler ifade özgürlüğüne yönelik bir saldırı teşkil etmeyi sürdürüyor.
Bu çalışma, Türkiye’deki profesyonel gazetecilerin yurttaş gazetecilik kavramını nasıl anladıklar... more Bu çalışma, Türkiye’deki profesyonel gazetecilerin yurttaş gazetecilik kavramını nasıl anladıkları ve bu kavramın geleceği ile kendi meslekleri arasında ne tür bir ilişki kurduklarını anlamaya odaklanıyor. 6 ilde 306 profesyonel gazeteci ile görüşülerek yapılan bu araştırmanın sadece Türkiye’de değil dünyada da çok tartışılan yurttaş haberciliği pratikleri tartışmalarına somut verilerle katkı sağlamasını ümit ediyoruz.
Elinizdeki kitapta Panoptikon’u çağdaş bir sorunsal olarak ele alan 6 makale yer alıyor. EEMKON 2... more Elinizdeki kitapta Panoptikon’u çağdaş bir sorunsal olarak ele alan 6 makale yer alıyor. EEMKON 2015 Kongresi’nin “Kent ve Elektrik Sempozyumu” kapsamında yer alan “Gözetim Toplumu: Panoptikon” oturumunun ilgiyle karşılanması, bizlere bu konunun ayrı bir yayın olarak ele alınması gerektiğini gösterdi. ................................................. Panoptikon: Gözetim Toplumu
Finans Kapitalizminin İçselleştirilmiş Mantığı Olarak Gözetim Ali Ergur
Gözetimin Toplumsal Meşruiyeti Sevgi Kesim Güven
Alternatif Medya ve Anti-Gözetim Bora Ataman - Barış Çoban
Panoptisizm ve Sanat Görkem Kutluer
Dijital Gözetime Karşı Savunma Rehberleri: Neden İhtiyacımız Var ? Nasıl Daha İyi Kullanılabilirler? Ahmet A. Sabancı
This book examines the increased utilization of social media in daily life and its impact on soci... more This book examines the increased utilization of social media in daily life and its impact on social movements. The contributors analyze “social media revolutions” such as the Arab Spring, the 15-M movement in Spain, the Occupy Nigeria movement, and the Occupy Gezi movement in Turkey. The contributors to this collection—academics, researchers, and activists—implement diverse methodological approaches, both descriptive and quantitative, to cut across various disciplines, including communication and media studies, cultural studies, politics, sociology, and education.
Kafka Kitap - Alternatif Medya ve Toplumsal Hareketler Serisi, Jun 1, 2015
Alternatif medya çalışmaları dünyada daha çok yenisi ve eskisiyle toplumsal hareket çalışmalarınd... more Alternatif medya çalışmaları dünyada daha çok yenisi ve eskisiyle toplumsal hareket çalışmalarından beslenen özerk bir medya çalışmaları alanıdır ve ülkemizde - yaklaşık 30 yıllık bir gecikmeyle - ancak yeni yeni bu yönde kurucu bir hareketlilikten söz edilebilir. 2013 Haziranı bu yöndeki gelişimi ivmelendirmiştir. Gerçek ve sanal ağların üst üste binerek melezleştirdiği karşıt-kamusal alanlarda bir araya gelen yurttaşların kent meydanına akarak gerçekleştirdiği işgal, Gezi Direnişi’nin de içinde yer aldığı çağdaş toplumsal hareketlere ait karakteristik bir özellik.
İşgal edilen kentsel mekan ile siber uzamın özerk bölgeleri arasındaki sınırların giderek muğlaklaştığı Web 2.0 sonrası dönemin bu kendine özgü radikalliği, başta iletişim bilimciler olmak üzere sosyal bilimlerin dikkatini alternatif (yeni) medyaya çekmiştir. Dolayısıyla alternatif medya çalışmalarının bugüne dek pek gelişemediği ülkemiz, alternatif yeni medya çalışmaları açısından farklı bir gelecek vaat etmektedir. Nihayet bu kitabın başlıca amacı alanın Türkiye’deki gelişimine katkı sağlamaktır.Kitaptaki makalelerin yarısı Gezi Direnişi’ni alternatif medya perspektifiyle ele alan çalışmalar. Kitap Gezi Medyası, Alternatif Gazetecilik/Dergicilik ve Alternatif Medya/Alternatif Kültür başlıklı üç bölümden oluşuyor. Direniş sosyal bilimler alanını öyle etkiledi ki bugün Gezi’yi anmadan toplumsal hareketler ve alternatif medya çalışması yapmak imkânsız hale gelmiştir.
Tabii bu yaklaşım bizim isyankâr iyimserliğimizden de kaynaklanıyor olabilir. Neyin doğru olduğunu nasıl olsa gelecek gösterecektir…
The so-called “Arab Spring”, recent social movements in the
Arab world, which can also be descri... more The so-called “Arab Spring”, recent social movements in the
Arab world, which can also be described as the “return of the oppressed”,
have attracted international attention on the Middle East
and Arab world. The Middle East, North Africa and Turkey have
been profoundly affected by this political and social metamorphosis.
The geography of the Arab world is in a process of metamorphosis
and consequently traditional structure of the Arab world, its
power structure, power relations, politics and social relations have
been fluctuated by rebellious people. In fact, “All that is solid melts
into air”, this expression summarizes clearly what is happening in
the Middle East and North Africa. The possible outcomes and/or
result of this ongoing process are vague, and it needs to be discussed
with its all aspects.
As a result, our focus is on “metamorphosis” of the Middle
East and the Arab world, since it simultaneously means “metamorphosis”
of the world. This book aims to address and discuss
transformation and subsequent reformation of societies and changes
in the social and political geographies of the Middle East and
North Africa from past to present with a multi-voice and multilayer
approach.
Dünyanın üzerinde bir hayalet geziniyor… sosyal medyanın hayaleti. Bu hayalet yeni bir dünyanın d... more Dünyanın üzerinde bir hayalet geziniyor… sosyal medyanın hayaleti. Bu hayalet yeni bir dünyanın dilini konuşuyor ve sanaldan gerçeğe tüm sokaklarda artık bu dil konuşuluyor.
Su Yayınları tarafından yayınlanan Barış Çoban'ın hazırladığı "Tarih – Ütopya – İsyan ŞEYH BEDRED... more Su Yayınları tarafından yayınlanan Barış Çoban'ın hazırladığı "Tarih – Ütopya – İsyan ŞEYH BEDREDDİN" isimli kitapta Şeyh Bedreddinle ilgili birçok yazarın araştırma ve değerlendirmeleri yer alıyor. Kitapta yer alan yazarlar; Ernst Werner, Hikmet Kıvılcımlı, Nedim Gürsel, Ali Yaman, İsmail Kaygusuz, Yağmur Say ve Barış Çoban. Bu yazarların Şeyh Bedreddin üzerine yazdığı birbirinden farklı düşünceleri okudukça insan birden fazla Şeyh Bedreddin varmış gibi düşünüyor, çünkü her yazar kendi çerçevesinden bakıyor bir insana ve bir döneme...
İntihar Üzerine – Karl Marx
Derleyenler: Barış Çoban – Zeynep Özarslan
YeniHayat Kütüphanesi, 2... more İntihar Üzerine – Karl Marx
Derleyenler: Barış Çoban – Zeynep Özarslan
YeniHayat Kütüphanesi, 2006, 93 sayfa
Karl Marx’ın, Peuchet’in, Polis Şefi Anıları’ndan alıntılarla yazdığı “İntihar Üzerine” adlı metin ve bu metin üzerine değerlendirmelerden oluşan bir kitap. İntihar, toplumsal koşullar ve ilişkiler bağlamında ele alınıyor. Burjuva düzeninin ve feodal yapının intiharı nasıl tetiklediği anlatılıyor. Kitaptan alıntılar:
“İnsanlar intiharı Tanrısal iradenin çiğnenmesi olarak görürler, ama intiharın varlığı kendi başına tanrının çözümlenemez iradesine karşı açık bir protestodur.”(s.11)
“Peuchet, Rousseau’dan alıntılayarak, modern toplumun vahşi hayvanların yaşadığı bir çöl olduğunu yazar.”(s.39)
“İntihar insanın kendi varoluşu üzerine söyleyebildiği son sözdür.”(s.64)
“Kendi gerçekliği üzerine düşünme yeteneğini kaybeden ve sorgulayamayan insanların varlıklarını sorgulamaları sözkonusu olmadığı için toplumsal bağlamda muhalefet etmeleri engellenir.”(s.65)
“Din yapılan eylemi meşrulaştıracak araçları sağladığı için eylemcinin yapacaklarını sorgulamasına gerek yoktur, dinsel emirlerin sorgulanmazlığı eylemin acımasızlığının görülmesini engeller.”(s.92)
Editör Barış Çoban Zeynep Özarslan
Yazar TEUN VAN DIJK NORMAN FAIRCLOUGH STUART HALL JOHN WILSON... more Editör Barış Çoban Zeynep Özarslan Yazar TEUN VAN DIJK NORMAN FAIRCLOUGH STUART HALL JOHN WILSON Sera Mills Phil Graham Marina Camargo Heck Leyla Ilgın Söylem ve ideoloji arasındaki ilişki üzerine odaklanmak, bu bağlamda güncel toplumsal yaşamın dinamiklerini anlama ve toplumsal pratikleri anlamlandırma sürecini anlatır. Toplumun söylemi, içinde yaşanılan dönemi üretim biçiminin, üretim ilişkilerinin, ideoloji ve diğer kültürel pratiklerin izlerini taşır. Toplumsal söylemi çözümlemek bu anlamda toplumu çözümlemektir. Elinizdeki bu çalışma bize bu konuda gerçekten yardımcı olacak nitelikte. Ayrıca yaklaşım olara dil ve söylemin çözümlenmesinde filologların titiz yöntemlerinin ağırlıklı olarak kullanılması da metinleri biz sosyal bilimciler için ilgi çekici kılıyor. Prof. Ünsal Oskay
"Dünyada küreselleşme karşıtı hareketin yükselişiyle beraber, muhalefet etme biçimleri dönüşüm ge... more "Dünyada küreselleşme karşıtı hareketin yükselişiyle beraber, muhalefet etme biçimleri dönüşüm geçirmektedir. Yeni toplumsal hareketlerin ortay çıkışı yeni "söylem" ve "eylem" biçimlerini de beraberinde getirmiştir, bu anlamda toplumsal muhalefet, yeni siyaset biçimlerini kullanıma sunmuş ve yeni iletişimsel olanaklarla da kitlesel anlamda etkili bir güce dönüşmüştür. Bu kitap çalışması "yeni toplumsal hareketler"i farklı açılardan inceleyen, eleştiren düşüncelerin bir araya getirildiği bir seçkidir."
Modern iktidarın anlaşılması bağlamında, Bentham’ın “Panoptikon”u oldukça önemli bir metindir. Ta... more Modern iktidarın anlaşılması bağlamında, Bentham’ın “Panoptikon”u oldukça önemli bir metindir. Tarihsel olarak, tanrı ya da tanrı-kralların, “kutsal” iktidarların toplum üzerindeki denetiminin göstergesi olan “göz”, panoptikon ile birlikte dindışı, kutsal olmayan iktidarın yeni iktidar biçimiyle birlikte yeryüzüne inmiştir. Kapitalist iktidar toplumsal denetimin sağlanması sürecinde “göz”ü aşırı bir biçimde vurgulamıştır, görünmeden gören iktidar ile toplumun bilinçyapısını “göz”ün baskısıyla tahakküm altına alınır. Michel Foucault’un “Hapishanenin Doğuşu” (Discipline and Punishment) adlı çalışması Bentham’ın “Panoptikon”u üzerine kuruludur. Bentham’ın metni, kapitalizm ile birlikte toplumsal iktidarın geçirdiği yapısal dönüşüme gönderme yapmaktadır. Kapitalist iktidar biçimlerinin anlaşılması bakımından panoptik yapı oldukça önemlidir. Gözetim iktidarın temel denetim biçimlerinden birisi haline gelirken, “göz” önemli bir iktidar organına dönüşmüştür. “İktidarın gözü” yaşamı bir hapishaneye dönüştürür. Özellikle, üretim süreçlerinde işçilerin denetim altına alınması ve sonrasında tüm yaşam alanlarının iktidarın gözü için görünür kılınır. Küresel kapitalizm yeni teknolojilerin, özellikle de iletişim teknolojilerini kullanarak toplumsal denetimi sağlanmaktadır. “Gözün iktidarı” küreselleşmekte ve toplumsal özgürlükleri yokederek, baskıcı gözetim toplumunu yerel iktidarların yardımıyla yeniden-biçimlendirmektedir. Küresel panoptikon, yeni emperyal iktidarın “yeni dünya düzeni”dir. Toplumlar, küreselleşme süreci ile birlikte, “gözün iktidarı” tarafından teslim alınmıştır, başka bir deyişle herkes “gözaltına” alınmıştır. Küresel iktidarın teknolojik gözü toplumları tehdit olarak tanımlamakta ve tüm dünya yeni iletişim ve savaş teknolojilerinin kullanımıyla yüksek güvenlikli bir hapishaneye dönüştürülmektedir. Küresel panoptikon, iktidarın toplumları mahkum ettiği kara-ütopyadır. Toplumsal özgürlük ise halen bir ütopyadır, “göz” iktidardan arınıp özgürlük ve eşitlikçi bir toplumun düşünü görmedikçe, iktidarın organı olarak özgürlüğü tehdit etmeye devam edecektir.
Medya egemen ideolojinin bir aygıtı olarak, milliyetçiliği yeniden-üretirken söylemsel şiddeti yo... more Medya egemen ideolojinin bir aygıtı olarak, milliyetçiliği yeniden-üretirken söylemsel şiddeti yoğun olarak kullanmaktadır ve iktidarın tehdit olarak gördüğü “öteki”leri toplumsal sorunların nedeni olarak göstermektedir. Medya söylemsel şiddeti kullanarak toplumsal öfke, nefret duygularını üretir ve “öteki”lere karşı yöneltmesine neden olur, toplumsal söylemi şiddet içeren, faşizan bir yapılanım içersine sokar, toplumsal pratiklerinde belirleyicisi olan toplumsal söylemin şiddet içeren bir biçim alması, toplumsal pratiklerinde şiddet içeren bir hale gelmesini beraberinde getirir.
Egemen iktidar, “makbul vatandaş” olarak tanımladığı kitlelerin yardımıyla, daha doğrusu suç orta... more Egemen iktidar, “makbul vatandaş” olarak tanımladığı kitlelerin yardımıyla, daha doğrusu suç ortaklığıyla şiddeti gündelik yaşam alanındaki söylem ve pratiklerde sıradanlaştırarak yeniden-üretir. Bu süreçte, toplumsal bilinçyapısı faşizan bir biçimde yapılandırılır; sıradan insan farklı düşünenlerden, farklı din ve etnisiteden olanlardan, farklı cinsel eğilime sahip olanlardan, kısaca “öteki”lerden korkar, nefret eder ve söylemsel, eylemsel şiddeti kullanarak iktidarın kendi varoluşunu tehdit ettiğini bilincine yerleştirdiği bu unsurardan kurtulmak ister.
Toplumlar, kendilerini iktidarların baskısından kurtararak, demokratik ve özgür bir toplum kurgusunu gerçekleştirerek barış içersinde yaşayabilirler. Toplumların özgürleşmesi uzun bir süreçtir, bu nedenle barışçı demokratik iletişimin yaratılması ilk adımlardandır. Ezilen tüm toplumsal grupların kendilerini ifade edeceği demokratik iletişimin yaratılmasında alternatif medyaya ve barış medyasına büyük bir görev düşer. Sonuç olarak, güçlü muhalif toplumsal bir örgütlenmenin desteğindeki barış medyası toplumsal bellekte barışa, eşitliğe, kardeşliğe ilişkin imgeleri vurgulayarak, barışçı bir toplumsal kültürün oluşturulmasına ve özgür bir geleceğin yaratılmasına katkı sunabilir.
This article focuses on the Independent Communication Network (BIA) as an instance of alternative... more This article focuses on the Independent Communication Network (BIA) as an instance of alternative media in Turkey. Throughout the study we define “alternative” media as non-dominant, counter-hegemonic media that prioritizes its distinct relationship with its audience. We report research based on in-depth interviews with the producers of the network’s online site “BIANET news” combined with focus group studies with communication students and women activists that are identified as the main audience segments of BIANET news by the newsmakers. By focusing on the agents of both production and reception, this research enables us to examine participation and its form at both ends and to expound the problems of the conditions under which the user/audience can become the producer in Turkey.
Dünyanın üzerinde bir hayalet geziniyor… sosyal medyanın hayaleti. Bu hayalet yeni bir dünyanın d... more Dünyanın üzerinde bir hayalet geziniyor… sosyal medyanın hayaleti. Bu hayalet yeni bir dünyanın dilini konuşuyor ve sanaldan gerçeğe tüm sokaklarda artık bu dil konuşuluyor.
Coban, Baris (Dogus Author) -- Conference full title: (Re)Making and Undoing of Peace/Conflict: 3... more Coban, Baris (Dogus Author) -- Conference full title: (Re)Making and Undoing of Peace/Conflict: 3th International Conference in Communication and Media Studies, North Cyprus: Eastern Mediterranean University, 2012.
Globalisation, dominated by transnational capital, has affected the labour movement and trade uni... more Globalisation, dominated by transnational capital, has affected the labour movement and trade unions. Global power has re-organised the nation-states concordantly to the necessities of the era, and they have become the local representatives of the global power. The change in economic structure leads to alterations in the political structure of nation-states. During this process, labor class and trade unions are negatively affected and they lose their power. Antidemocratic, neo-liberal policies of nation states, like privatisation of public enterprises and other attacks to the social rights like health, education etc., are reflections of the neo-liberal policies. Trade unions try to resist the neo-liberal restructuring, but their success is questionable. The changes in economic and political system necessitate changes in trade unions, and they should question their communication policies and accordingly changes are necessary in their agendas, i.e. the trade union agenda, the organisi...
Kuresellesme sureci isci hareketlerini ve sendikalari da etkilemistir. Ulusasiri sirketlerin tum ... more Kuresellesme sureci isci hareketlerini ve sendikalari da etkilemistir. Ulusasiri sirketlerin tum dunyada etkili bir guc haline gelmesi ile beraber ulus-devletler de donusum gecirmistir. Isci sinifi ve sinif orgutleri kuresellesme surecinde guc kaybetmislerdir. Buna bagli olarak, altyapi ve ustyapida yasanan donusume uygun olarak sendikalarin da kendilerini yeniden-duzenlemeleri zorunlulugu ortaya cikmistir. Bu yenilenme sureci, sendikalarin ozellikle iletisim sorunu uzerinde yeniden dusunmelerini gerektirmektedir. Kuresellesme sureci sendikalarin yerel ve kuresel baglamda yeni iletisim stratejileri gelistirmesini ve diger sendikalarla dayanismayi saglayacak iletisim aglarini yaratmalarini gerektirmektedir.
Iletisim ve demokrasi sorunu gunumuz toplumlarinin siyasal yapilarinin anlasilmasinda onemli bi... more Iletisim ve demokrasi sorunu gunumuz toplumlarinin siyasal yapilarinin anlasilmasinda onemli bir gostergedir. Ozgur ve demokratik bir iletisimsel yapi, “oteki”ne yonelik onyargilarin ve ayrimciligin ortadan kaldirilmasini, toplumsal gruplar arasinda iletisimin baris icersinde gelisebilmesini olanakli kilar. Iletisimsel alanin baski altina alinmasi, anti demokratik uygulamalarin toplumsal sorunlar uretir. Toplumsal yapidaki parcalanmalar ve catismalar temel olarak demokratik iletisim olanaklarinin yaratilmasi ve diyaloga dayali barisci bir yaklasimin temel alinmasiyla cozumlenebilir. Bu acidan, alternatif medya demokratik toplumsal yapinin kurulmasi mucadelesinin temel belirleyenlerden bir tanesi olarak gorulebilir.!
This article focuses on the Independent Communication Network (BIA) as an instance of alternative... more This article focuses on the Independent Communication Network (BIA) as an instance of alternative media in Turkey. Throughout the study we define “alternative” media as non-dominant, counter-hegemonic media that prioritizes its distinct relationship with its audience. We report research based on in-depth interviews with the producers of the network’s online site “BIANET news” combined with focus group studies with communication students and women activists that are identified as the main audience segments of BIANET news by the newsmakers. By focusing on the agents of both production and reception, this research enables us to examine participation and its form at both ends and to expound the problems of the conditions under which the user/audience can become the producer in Turkey.
İdeoloji insan ile içinde yaşadığı dünya arasındaki ilişkiyi çözümlemeye çalışır , bir temsil pra... more İdeoloji insan ile içinde yaşadığı dünya arasındaki ilişkiyi çözümlemeye çalışır , bir temsil pratiğidir .Bu pratik dilsel alanda işlerlik kazanır , söylem alanında kendini gerçekler. Yaşam gerçekliğini ilgilendiren sorunsalların çözümlenebilmesinin yolu da bu nedenle ideolojiden ve ideolojiyi aktaran söylemden geçmektedir. Özne ile ilgili yapılacak tüm çalışmalarda ideoloji ve ideolojik söylem birincil derecede önemlidir , çünkü özne ideolojilerin (dilsel ve dil-dışı alanları kullanarak) üzerlerinde kendilerini gerçeklediği ve yeniden-ürettiği alandır . Özne devingen bir süreçtir ve bu süreç bazı psikolojik gerçeklenimlerle beraber işlemektedir. Özneye bir biçim verilmesi için onun toplumsallaştırılması gerekir , insani öznenin oluşturulması sürecinde dilsel ve ideolojik öğeler oldukça etkin bir role sahiptir . İdeoloji (bireysel ya da toplumsal) özneler için hedefler belirler. Özne bu hedeflere ulaşma mücadelesi içerisinde kendisine bir yaşam yaratır . Bu bağlamda öznenin güdülenm...
This study discusses how activist citizen reporters in Turkey, who initiated a brand-new alternat... more This study discusses how activist citizen reporters in Turkey, who initiated a brand-new alternative new media practice, transformed news gathering and writing activities in the process of the Gezi Park Resistance, which erupted in Istanbul in June 2013. A handful of citizens, outraged by the police violence as well as interested in human rights from a journalistic perspective chose to create their own make-shift media outlets or to become medium themselves. They gathered and simultaneously disseminated news and broadcast live on many occasions mostly through social media platforms such as Twitter, Facebook and livestream, in the absence of traditional mainstream and/or alternative media. They also contributed to the solidarity of the resistance. In this context, the theoretical framework of this study is based on concepts such as alternative media, citizen media and citizen journalism. Likewise, concepts like democracy, citizen and journalism are also re-evaluated from a radical pe...
Bora Ataman is a professor at the department of Communication Sciences at Arts & Sciences Faculty... more Bora Ataman is a professor at the department of Communication Sciences at Arts & Sciences Faculty of Doğuş University, Istanbul, Turkey. He is currently studying and doing research on topics such as citizen journalism, media activism, and journalism safety. Barış Çoban is working as professor at the Communication Sciences Department, Doğuş University, Istanbul, Turkey. His research interests include alternative (new) media, new social movements, citizen journalism and journalism safety. 11. Turkey: How to deal with threats to journalism?
Journalism is a two-faced mirror that both generates and reflects social inequalities: Both peopl... more Journalism is a two-faced mirror that both generates and reflects social inequalities: Both people's experiences within news organizations and the content published by them make the gender inequality visible. We can define journalism, just like all other patriarchal institutions, as an institution that generates gender inequality. In order to get a clear understanding of this problem, we have to address the actors, means, processes and conditions that generate this inequality in journalism first, and then we may suggest solutions based on real-life cases. Indeed, knowledge building is, as always, a priority in order to make working conditions safer for women and LGBT journalists. This chapter aims to support the struggle for gender equality in journalism within this context.
... Kitle iletişiminin yaygınlaşması ve yeni iletişim teknolojileri de toplumsal ha-reketlerin iş... more ... Kitle iletişiminin yaygınlaşması ve yeni iletişim teknolojileri de toplumsal ha-reketlerin işleyişini etkilemektedir. ... okunmasını sağ- lamakta ve iktidarın ideolojisini sanat yar-dımıyla kitlelere yaymaktadır. ... Karnaval sürecinde toplum ken-disine ait olan iktidarı geri alır ve öncelik-le ...
Handbook of Research on Discrimination, Gender Disparity, and Safety Risks in Journalism
Journalism is a two-faced mirror that both generates and reflects social inequalities: Both peopl... more Journalism is a two-faced mirror that both generates and reflects social inequalities: Both people's experiences within news organizations and the content published by them make the gender inequality visible. We can define journalism, just like all other patriarchal institutions, as an institution that generates gender inequality. In order to get a clear understanding of this problem, we have to address the actors, means, processes and conditions that generate this inequality in journalism first, and then we may suggest solutions based on real-life cases. Indeed, knowledge building is, as always, a priority in order to make working conditions safer for women and LGBT journalists. This chapter aims to support the struggle for gender equality in journalism within this context.
In the neoliberal media autocracy of Turkey, mass media are propaganda tools rather than the publ... more In the neoliberal media autocracy of Turkey, mass media are propaganda tools rather than the public watchdogs. The coup attempt in 2016 gave the government additional power to institutionalise this regime. Critical journalists have become the enemies of the state and suffered from threats from various sources. This attack on critical journalism is increasing alongside the deepening of the democracy crises, positioning journalists as victims. This study argues that bridging the fields of journalism safety and victimology would benefit journalists. Therefore, a critical analysis of reports on journalism safety, opponent journalists' social media posts, and related news was performed in order to discuss the possibility and advantages of bridging this gap to help journalists deal with victimisation. The findings demonstrate the acceptance of journalists as a new subject for victims' rights might activate new mechanisms of protection for them. This means searching for new rights ...
Biri Bizi Gözetliyor: Küresel çağ bu sözü hayatın her alanında bir gerçekliğe dönüştürüyor. İleti... more Biri Bizi Gözetliyor: Küresel çağ bu sözü hayatın her alanında bir gerçekliğe dönüştürüyor. İletişim teknolojilerindeki gelişmeler gözün iktidarını pekiştirirken, gündelik hayatın her alanına yaygın bir totaliterizm ile özgürlük alanı kapatılıyor. İktidarın bu tür kontrol sistemleri ile ilgili çalışmalarda "panoptikon" kavramı önemli bir yer tutuyor. Jeremy Bentham"ın Panoptikon hapishane mimarisinden yola çıkarak yapılan kavramsallaştırma, bugün de iktidarın denetim biçimleri açısından önemli bir yer tutar. Bununla ilgili olarak "Panoptikon:Gözün İktidarı" kitabını yayına hazırlayanlardan Barış Çoban ile konuştuk.(BİRGÜN gazetesi)
Uploads
Books by barış çoban
Gazeteciliği korumaya yönelik ortak çabaları desteklemek için, araştırmaya dayalı bilgiye artan bir gereksinim bulunuyor. İşte bu gereksinimin varlığını kabul eden elinizdeki yayının amacı da, gazetecilerin güvenliğini bir araştırma alanı olarak vurgulamak ve güçlendirmek, dünya çapında katılımı teşvik etmek ve hem daha fazla diyaloğa hem de yeni araştırma girişimlerine ilham vermek. Kitaptaki katkılar, hem ampirik hem de teorik araştırmalar üzerine farklı perspektifleri temsil ettiği gibi, nicel ve nitel anlamda bilgiye dayandırılmış pek çok içgörü de sunuyor. Makaleler, yeni ve önemli bir disiplinlerarası araştırma alanının bilfiil ortaya çıktığını ve aslında temel meselenin aynı kaldığını gösteriyor: Gazetecilere yönelik şiddet ve tehditler ifade özgürlüğüne yönelik bir saldırı teşkil etmeyi sürdürüyor.
ve bu kavramın geleceği ile kendi meslekleri arasında ne tür bir ilişki kurduklarını anlamaya
odaklanıyor. 6 ilde 306 profesyonel gazeteci ile görüşülerek yapılan bu araştırmanın sadece
Türkiye’de değil dünyada da çok tartışılan yurttaş haberciliği pratikleri tartışmalarına somut
verilerle katkı sağlamasını ümit ediyoruz.
• Ayakkabıdaki Çivi: Yeni Gözetime Direnme ve Onu Etkisizleştirme
-Gary T. Marx
• Gizleme Hakkı mı? Gözetim Karşıtı Kamuflaj ve Direnişin Estetize Edilmesi
-Torin Monahan
• Göçebe-Düşünce ve Savaş Makinesi: Deleuze’de Karşı Gözetim’in İzini Sürmek
-Efe Baştürk
• Aktivist Yurttaş Gazetecilik ve Karşı Gözetim
-Bora Ataman & Barış Çoban
• Yurttaş Gazeteciliği, Gözetim ve Denetim
-Agneta Mallén
• Video Aktivizm ve Karşı Gözetimin Muğlaklıkları
-Dean Wilson & Tanya Serisier
• Aşağıdan Gözetim, Aktivist Gazetecilik ve Brezilya Protestoları: Mídia NINJA Örneği
-Raphael Ramos Monteiro de Souza
• ‘Görme Duvarları’: 2011 yılında Occupy Sidney'de Protesto Gözetimi, Şekillenmiş Sınırlar ve Karşı Gözeti
-Frances Shaw
• Sosyal ve Mobil Ağlarda Hükûmet Gözetimi ve Karşı Gözetim: İran Örneği (2009)
-Jamileh Kadivar
• Gözetleyenleri Gözetlemek: ‘Protestocunun Panoptikonu’ ve Dronelara Direnmek
-Neil J. Waghorn
• NSA’nın Veri Toplamasına Medya Aktivizmi ve Kamusal Aşağıdan Gözetim ile Karşı Koymak
-Rebecca M. Rice
• Hackerların Gözetime Karşı Koyma ve Demokrasiyi Desteklemekteki Rolü
-Sebastian Kubitschko
• Halk İçin Sızıntı: RedHack Eylemlerinin Sızıntı Gazeteciliği Modeliyle Analizi
-Behlül Çalışkan
yer alan “Gözetim Toplumu: Panoptikon” oturumunun ilgiyle karşılanması, bizlere bu konunun ayrı bir yayın olarak ele alınması gerektiğini gösterdi.
.................................................
Panoptikon: Gözetim Toplumu
Finans Kapitalizminin İçselleştirilmiş Mantığı Olarak Gözetim
Ali Ergur
Gözetimin Toplumsal Meşruiyeti
Sevgi Kesim Güven
Alternatif Medya ve Anti-Gözetim
Bora Ataman - Barış Çoban
Panoptisizm ve Sanat
Görkem Kutluer
Dijital Gözetime Karşı Savunma Rehberleri:
Neden İhtiyacımız Var ? Nasıl Daha İyi Kullanılabilirler?
Ahmet A. Sabancı
“Karakutu”- http://karakutuprojesi.org: Bir Bilgi Sızdırma
Platformu
Yasin Özel - Şevket Uyanık
İşgal edilen kentsel mekan ile siber uzamın özerk bölgeleri arasındaki sınırların giderek muğlaklaştığı Web 2.0 sonrası dönemin bu kendine özgü radikalliği, başta iletişim bilimciler olmak üzere sosyal bilimlerin dikkatini alternatif (yeni) medyaya çekmiştir. Dolayısıyla alternatif medya çalışmalarının bugüne dek pek gelişemediği ülkemiz, alternatif yeni medya çalışmaları açısından farklı bir gelecek vaat etmektedir. Nihayet bu kitabın başlıca amacı alanın Türkiye’deki gelişimine katkı sağlamaktır.Kitaptaki makalelerin yarısı Gezi Direnişi’ni alternatif medya perspektifiyle ele alan çalışmalar. Kitap Gezi Medyası, Alternatif Gazetecilik/Dergicilik ve Alternatif Medya/Alternatif Kültür başlıklı üç bölümden oluşuyor. Direniş sosyal bilimler alanını öyle etkiledi ki bugün Gezi’yi anmadan toplumsal hareketler ve alternatif medya çalışması yapmak imkânsız hale gelmiştir.
Tabii bu yaklaşım bizim isyankâr iyimserliğimizden de kaynaklanıyor olabilir. Neyin doğru olduğunu nasıl olsa gelecek gösterecektir…
Arab world, which can also be described as the “return of the oppressed”,
have attracted international attention on the Middle East
and Arab world. The Middle East, North Africa and Turkey have
been profoundly affected by this political and social metamorphosis.
The geography of the Arab world is in a process of metamorphosis
and consequently traditional structure of the Arab world, its
power structure, power relations, politics and social relations have
been fluctuated by rebellious people. In fact, “All that is solid melts
into air”, this expression summarizes clearly what is happening in
the Middle East and North Africa. The possible outcomes and/or
result of this ongoing process are vague, and it needs to be discussed
with its all aspects.
As a result, our focus is on “metamorphosis” of the Middle
East and the Arab world, since it simultaneously means “metamorphosis”
of the world. This book aims to address and discuss
transformation and subsequent reformation of societies and changes
in the social and political geographies of the Middle East and
North Africa from past to present with a multi-voice and multilayer
approach.
Derleyenler: Barış Çoban – Zeynep Özarslan
YeniHayat Kütüphanesi, 2006, 93 sayfa
Karl Marx’ın, Peuchet’in, Polis Şefi Anıları’ndan alıntılarla yazdığı “İntihar Üzerine” adlı metin ve bu metin üzerine değerlendirmelerden oluşan bir kitap. İntihar, toplumsal koşullar ve ilişkiler bağlamında ele alınıyor. Burjuva düzeninin ve feodal yapının intiharı nasıl tetiklediği anlatılıyor. Kitaptan alıntılar:
“İnsanlar intiharı Tanrısal iradenin çiğnenmesi olarak görürler, ama intiharın varlığı kendi başına tanrının çözümlenemez iradesine karşı açık bir protestodur.”(s.11)
“Peuchet, Rousseau’dan alıntılayarak, modern toplumun vahşi hayvanların yaşadığı bir çöl olduğunu yazar.”(s.39)
“İntihar insanın kendi varoluşu üzerine söyleyebildiği son sözdür.”(s.64)
“Kendi gerçekliği üzerine düşünme yeteneğini kaybeden ve sorgulayamayan insanların varlıklarını sorgulamaları sözkonusu olmadığı için toplumsal bağlamda muhalefet etmeleri engellenir.”(s.65)
“Din yapılan eylemi meşrulaştıracak araçları sağladığı için eylemcinin yapacaklarını sorgulamasına gerek yoktur, dinsel emirlerin sorgulanmazlığı eylemin acımasızlığının görülmesini engeller.”(s.92)
Yazar TEUN VAN DIJK NORMAN FAIRCLOUGH STUART HALL JOHN WILSON Sera Mills Phil Graham Marina Camargo Heck Leyla Ilgın
Söylem ve ideoloji arasındaki ilişki üzerine odaklanmak, bu bağlamda güncel toplumsal yaşamın dinamiklerini anlama ve toplumsal pratikleri anlamlandırma sürecini anlatır. Toplumun söylemi, içinde yaşanılan dönemi üretim biçiminin, üretim ilişkilerinin, ideoloji ve diğer kültürel pratiklerin izlerini taşır.
Toplumsal söylemi çözümlemek bu anlamda toplumu çözümlemektir. Elinizdeki bu çalışma bize bu konuda gerçekten yardımcı olacak nitelikte. Ayrıca yaklaşım olara dil ve söylemin çözümlenmesinde filologların titiz yöntemlerinin ağırlıklı olarak kullanılması da metinleri biz sosyal bilimciler için ilgi çekici kılıyor.
Prof. Ünsal Oskay
Michel Foucault’un “Hapishanenin Doğuşu” (Discipline and Punishment) adlı çalışması Bentham’ın “Panoptikon”u üzerine kuruludur. Bentham’ın metni, kapitalizm ile birlikte toplumsal iktidarın geçirdiği yapısal dönüşüme gönderme yapmaktadır. Kapitalist iktidar biçimlerinin anlaşılması bakımından panoptik yapı oldukça önemlidir. Gözetim iktidarın temel denetim biçimlerinden birisi haline gelirken, “göz” önemli bir iktidar organına dönüşmüştür. “İktidarın gözü” yaşamı bir hapishaneye dönüştürür. Özellikle, üretim süreçlerinde işçilerin denetim altına alınması ve sonrasında tüm yaşam alanlarının iktidarın gözü için görünür kılınır.
Küresel kapitalizm yeni teknolojilerin, özellikle de iletişim teknolojilerini kullanarak toplumsal denetimi sağlanmaktadır. “Gözün iktidarı” küreselleşmekte ve toplumsal özgürlükleri yokederek, baskıcı gözetim toplumunu yerel iktidarların yardımıyla yeniden-biçimlendirmektedir. Küresel panoptikon, yeni emperyal iktidarın “yeni dünya düzeni”dir. Toplumlar, küreselleşme süreci ile birlikte, “gözün iktidarı” tarafından teslim alınmıştır, başka bir deyişle herkes “gözaltına” alınmıştır. Küresel iktidarın teknolojik gözü toplumları tehdit olarak tanımlamakta ve tüm dünya yeni iletişim ve savaş teknolojilerinin kullanımıyla yüksek güvenlikli bir hapishaneye dönüştürülmektedir. Küresel panoptikon, iktidarın toplumları mahkum ettiği kara-ütopyadır. Toplumsal özgürlük ise halen bir ütopyadır, “göz” iktidardan arınıp özgürlük ve eşitlikçi bir toplumun düşünü görmedikçe, iktidarın organı olarak özgürlüğü tehdit etmeye devam edecektir.
Toplumlar, kendilerini iktidarların baskısından kurtararak, demokratik ve özgür bir toplum kurgusunu gerçekleştirerek barış içersinde yaşayabilirler. Toplumların özgürleşmesi uzun bir süreçtir, bu nedenle barışçı demokratik iletişimin yaratılması ilk adımlardandır. Ezilen tüm toplumsal grupların kendilerini ifade edeceği demokratik iletişimin yaratılmasında alternatif medyaya ve barış medyasına büyük bir görev düşer. Sonuç olarak, güçlü muhalif toplumsal bir örgütlenmenin desteğindeki barış medyası toplumsal bellekte barışa, eşitliğe, kardeşliğe ilişkin imgeleri vurgulayarak, barışçı bir toplumsal kültürün oluşturulmasına ve özgür bir geleceğin yaratılmasına katkı sunabilir.
Papers by barış çoban
Gazeteciliği korumaya yönelik ortak çabaları desteklemek için, araştırmaya dayalı bilgiye artan bir gereksinim bulunuyor. İşte bu gereksinimin varlığını kabul eden elinizdeki yayının amacı da, gazetecilerin güvenliğini bir araştırma alanı olarak vurgulamak ve güçlendirmek, dünya çapında katılımı teşvik etmek ve hem daha fazla diyaloğa hem de yeni araştırma girişimlerine ilham vermek. Kitaptaki katkılar, hem ampirik hem de teorik araştırmalar üzerine farklı perspektifleri temsil ettiği gibi, nicel ve nitel anlamda bilgiye dayandırılmış pek çok içgörü de sunuyor. Makaleler, yeni ve önemli bir disiplinlerarası araştırma alanının bilfiil ortaya çıktığını ve aslında temel meselenin aynı kaldığını gösteriyor: Gazetecilere yönelik şiddet ve tehditler ifade özgürlüğüne yönelik bir saldırı teşkil etmeyi sürdürüyor.
ve bu kavramın geleceği ile kendi meslekleri arasında ne tür bir ilişki kurduklarını anlamaya
odaklanıyor. 6 ilde 306 profesyonel gazeteci ile görüşülerek yapılan bu araştırmanın sadece
Türkiye’de değil dünyada da çok tartışılan yurttaş haberciliği pratikleri tartışmalarına somut
verilerle katkı sağlamasını ümit ediyoruz.
• Ayakkabıdaki Çivi: Yeni Gözetime Direnme ve Onu Etkisizleştirme
-Gary T. Marx
• Gizleme Hakkı mı? Gözetim Karşıtı Kamuflaj ve Direnişin Estetize Edilmesi
-Torin Monahan
• Göçebe-Düşünce ve Savaş Makinesi: Deleuze’de Karşı Gözetim’in İzini Sürmek
-Efe Baştürk
• Aktivist Yurttaş Gazetecilik ve Karşı Gözetim
-Bora Ataman & Barış Çoban
• Yurttaş Gazeteciliği, Gözetim ve Denetim
-Agneta Mallén
• Video Aktivizm ve Karşı Gözetimin Muğlaklıkları
-Dean Wilson & Tanya Serisier
• Aşağıdan Gözetim, Aktivist Gazetecilik ve Brezilya Protestoları: Mídia NINJA Örneği
-Raphael Ramos Monteiro de Souza
• ‘Görme Duvarları’: 2011 yılında Occupy Sidney'de Protesto Gözetimi, Şekillenmiş Sınırlar ve Karşı Gözeti
-Frances Shaw
• Sosyal ve Mobil Ağlarda Hükûmet Gözetimi ve Karşı Gözetim: İran Örneği (2009)
-Jamileh Kadivar
• Gözetleyenleri Gözetlemek: ‘Protestocunun Panoptikonu’ ve Dronelara Direnmek
-Neil J. Waghorn
• NSA’nın Veri Toplamasına Medya Aktivizmi ve Kamusal Aşağıdan Gözetim ile Karşı Koymak
-Rebecca M. Rice
• Hackerların Gözetime Karşı Koyma ve Demokrasiyi Desteklemekteki Rolü
-Sebastian Kubitschko
• Halk İçin Sızıntı: RedHack Eylemlerinin Sızıntı Gazeteciliği Modeliyle Analizi
-Behlül Çalışkan
yer alan “Gözetim Toplumu: Panoptikon” oturumunun ilgiyle karşılanması, bizlere bu konunun ayrı bir yayın olarak ele alınması gerektiğini gösterdi.
.................................................
Panoptikon: Gözetim Toplumu
Finans Kapitalizminin İçselleştirilmiş Mantığı Olarak Gözetim
Ali Ergur
Gözetimin Toplumsal Meşruiyeti
Sevgi Kesim Güven
Alternatif Medya ve Anti-Gözetim
Bora Ataman - Barış Çoban
Panoptisizm ve Sanat
Görkem Kutluer
Dijital Gözetime Karşı Savunma Rehberleri:
Neden İhtiyacımız Var ? Nasıl Daha İyi Kullanılabilirler?
Ahmet A. Sabancı
“Karakutu”- http://karakutuprojesi.org: Bir Bilgi Sızdırma
Platformu
Yasin Özel - Şevket Uyanık
İşgal edilen kentsel mekan ile siber uzamın özerk bölgeleri arasındaki sınırların giderek muğlaklaştığı Web 2.0 sonrası dönemin bu kendine özgü radikalliği, başta iletişim bilimciler olmak üzere sosyal bilimlerin dikkatini alternatif (yeni) medyaya çekmiştir. Dolayısıyla alternatif medya çalışmalarının bugüne dek pek gelişemediği ülkemiz, alternatif yeni medya çalışmaları açısından farklı bir gelecek vaat etmektedir. Nihayet bu kitabın başlıca amacı alanın Türkiye’deki gelişimine katkı sağlamaktır.Kitaptaki makalelerin yarısı Gezi Direnişi’ni alternatif medya perspektifiyle ele alan çalışmalar. Kitap Gezi Medyası, Alternatif Gazetecilik/Dergicilik ve Alternatif Medya/Alternatif Kültür başlıklı üç bölümden oluşuyor. Direniş sosyal bilimler alanını öyle etkiledi ki bugün Gezi’yi anmadan toplumsal hareketler ve alternatif medya çalışması yapmak imkânsız hale gelmiştir.
Tabii bu yaklaşım bizim isyankâr iyimserliğimizden de kaynaklanıyor olabilir. Neyin doğru olduğunu nasıl olsa gelecek gösterecektir…
Arab world, which can also be described as the “return of the oppressed”,
have attracted international attention on the Middle East
and Arab world. The Middle East, North Africa and Turkey have
been profoundly affected by this political and social metamorphosis.
The geography of the Arab world is in a process of metamorphosis
and consequently traditional structure of the Arab world, its
power structure, power relations, politics and social relations have
been fluctuated by rebellious people. In fact, “All that is solid melts
into air”, this expression summarizes clearly what is happening in
the Middle East and North Africa. The possible outcomes and/or
result of this ongoing process are vague, and it needs to be discussed
with its all aspects.
As a result, our focus is on “metamorphosis” of the Middle
East and the Arab world, since it simultaneously means “metamorphosis”
of the world. This book aims to address and discuss
transformation and subsequent reformation of societies and changes
in the social and political geographies of the Middle East and
North Africa from past to present with a multi-voice and multilayer
approach.
Derleyenler: Barış Çoban – Zeynep Özarslan
YeniHayat Kütüphanesi, 2006, 93 sayfa
Karl Marx’ın, Peuchet’in, Polis Şefi Anıları’ndan alıntılarla yazdığı “İntihar Üzerine” adlı metin ve bu metin üzerine değerlendirmelerden oluşan bir kitap. İntihar, toplumsal koşullar ve ilişkiler bağlamında ele alınıyor. Burjuva düzeninin ve feodal yapının intiharı nasıl tetiklediği anlatılıyor. Kitaptan alıntılar:
“İnsanlar intiharı Tanrısal iradenin çiğnenmesi olarak görürler, ama intiharın varlığı kendi başına tanrının çözümlenemez iradesine karşı açık bir protestodur.”(s.11)
“Peuchet, Rousseau’dan alıntılayarak, modern toplumun vahşi hayvanların yaşadığı bir çöl olduğunu yazar.”(s.39)
“İntihar insanın kendi varoluşu üzerine söyleyebildiği son sözdür.”(s.64)
“Kendi gerçekliği üzerine düşünme yeteneğini kaybeden ve sorgulayamayan insanların varlıklarını sorgulamaları sözkonusu olmadığı için toplumsal bağlamda muhalefet etmeleri engellenir.”(s.65)
“Din yapılan eylemi meşrulaştıracak araçları sağladığı için eylemcinin yapacaklarını sorgulamasına gerek yoktur, dinsel emirlerin sorgulanmazlığı eylemin acımasızlığının görülmesini engeller.”(s.92)
Yazar TEUN VAN DIJK NORMAN FAIRCLOUGH STUART HALL JOHN WILSON Sera Mills Phil Graham Marina Camargo Heck Leyla Ilgın
Söylem ve ideoloji arasındaki ilişki üzerine odaklanmak, bu bağlamda güncel toplumsal yaşamın dinamiklerini anlama ve toplumsal pratikleri anlamlandırma sürecini anlatır. Toplumun söylemi, içinde yaşanılan dönemi üretim biçiminin, üretim ilişkilerinin, ideoloji ve diğer kültürel pratiklerin izlerini taşır.
Toplumsal söylemi çözümlemek bu anlamda toplumu çözümlemektir. Elinizdeki bu çalışma bize bu konuda gerçekten yardımcı olacak nitelikte. Ayrıca yaklaşım olara dil ve söylemin çözümlenmesinde filologların titiz yöntemlerinin ağırlıklı olarak kullanılması da metinleri biz sosyal bilimciler için ilgi çekici kılıyor.
Prof. Ünsal Oskay
Michel Foucault’un “Hapishanenin Doğuşu” (Discipline and Punishment) adlı çalışması Bentham’ın “Panoptikon”u üzerine kuruludur. Bentham’ın metni, kapitalizm ile birlikte toplumsal iktidarın geçirdiği yapısal dönüşüme gönderme yapmaktadır. Kapitalist iktidar biçimlerinin anlaşılması bakımından panoptik yapı oldukça önemlidir. Gözetim iktidarın temel denetim biçimlerinden birisi haline gelirken, “göz” önemli bir iktidar organına dönüşmüştür. “İktidarın gözü” yaşamı bir hapishaneye dönüştürür. Özellikle, üretim süreçlerinde işçilerin denetim altına alınması ve sonrasında tüm yaşam alanlarının iktidarın gözü için görünür kılınır.
Küresel kapitalizm yeni teknolojilerin, özellikle de iletişim teknolojilerini kullanarak toplumsal denetimi sağlanmaktadır. “Gözün iktidarı” küreselleşmekte ve toplumsal özgürlükleri yokederek, baskıcı gözetim toplumunu yerel iktidarların yardımıyla yeniden-biçimlendirmektedir. Küresel panoptikon, yeni emperyal iktidarın “yeni dünya düzeni”dir. Toplumlar, küreselleşme süreci ile birlikte, “gözün iktidarı” tarafından teslim alınmıştır, başka bir deyişle herkes “gözaltına” alınmıştır. Küresel iktidarın teknolojik gözü toplumları tehdit olarak tanımlamakta ve tüm dünya yeni iletişim ve savaş teknolojilerinin kullanımıyla yüksek güvenlikli bir hapishaneye dönüştürülmektedir. Küresel panoptikon, iktidarın toplumları mahkum ettiği kara-ütopyadır. Toplumsal özgürlük ise halen bir ütopyadır, “göz” iktidardan arınıp özgürlük ve eşitlikçi bir toplumun düşünü görmedikçe, iktidarın organı olarak özgürlüğü tehdit etmeye devam edecektir.
Toplumlar, kendilerini iktidarların baskısından kurtararak, demokratik ve özgür bir toplum kurgusunu gerçekleştirerek barış içersinde yaşayabilirler. Toplumların özgürleşmesi uzun bir süreçtir, bu nedenle barışçı demokratik iletişimin yaratılması ilk adımlardandır. Ezilen tüm toplumsal grupların kendilerini ifade edeceği demokratik iletişimin yaratılmasında alternatif medyaya ve barış medyasına büyük bir görev düşer. Sonuç olarak, güçlü muhalif toplumsal bir örgütlenmenin desteğindeki barış medyası toplumsal bellekte barışa, eşitliğe, kardeşliğe ilişkin imgeleri vurgulayarak, barışçı bir toplumsal kültürün oluşturulmasına ve özgür bir geleceğin yaratılmasına katkı sunabilir.
Jeremy Bentham"ın Panoptikon hapishane mimarisinden yola çıkarak yapılan kavramsallaştırma, bugün de iktidarın denetim biçimleri açısından önemli bir yer tutar. Bununla ilgili olarak "Panoptikon:Gözün İktidarı" kitabını yayına hazırlayanlardan Barış Çoban ile konuştuk.(BİRGÜN gazetesi)